 ISBN13 978-975-342-695-4 12.5x19.5 cm, 72 s. Liste fiyatı: 11,00 TL İndirimli fiyatı: 8,80 TL İndirim oranı: %20 Bu kitabı arkadaşına tavsiye et |
Mahmud ile Yezida, 1980 | Osmanlıya dair Hikâyat, 1981 | Taziye, 1982 | Kum Saati, 1984 | Son Istanbul, 1985 | Sahtiyan, 1985 | Cenk Hikâyeleri, 1986 | Kırk Oda, 1987 | Lal Masallar, 1989 | Eski 45'likler, 1989 | Yaz Sinemaları, 1989 | Mırıldandıklarım, 1990 | Yaz Geçer, 1992 | Geyikler Lanetler, 1992 | Yaz Geçer - Özel Basım, 1992 | Oda, Poster ve Şeylerin Kederi, 1993 | Omayra, 1993 | Bir Garip Orhan Veli, 1993 | Kaf Dağının Önü, 1994 | Metal, 1994 | Ressamın İkinci Sözleşmesi, 1996 | Murathan ' 95, 1996 | Li Rojhilatê Dilê Min / Kalbimin Doğusunda, 1996 | Başkalarının Gecesi, 1997 | Paranın Cinleri, 1997 | Başkasının Hayatı, 1997 | Dört Kişilik Bahçe, 1997 | Mürekkep Balığı, 1997 | Dağınık Yatak, 1997 | Oyunlar İntiharlar Şarkılar, 1997 | Metinler Kitabı, 1998 | Üç Aynalı Kırk Oda, 1999 | Doğduğum Yüzyıla Veda, 1999 | Meskalin, 2000 | 13+1, 2000 | Erkekler İçin Divan, 2001 | Çocuklar ve Büyükleri, 2001 | Soğuk Büfe, 2001 | Yüksek Topuklar, 2002 | 7 Mühür, 2002 | Timsah Sokak Şiirleri, 2003 | Yazıhane, 2003 | Yabancı Hayvanlar, 2003 | Erkeklerin Hikâyeleri, 2004 | Eteğimdeki Taşlar, 2004 | Çador, 2004 | Kadınlığın 21 Hikâyesi, 2004 | Bir Kutu Daha, 2004 | Beşpeşe, 2004 | Elli Parça, 2005 | Söz Vermiş Şarkılar, 2006 | Büyümenin Türkçe Tarihi, 2007 | Kâğıt Taş Kumaş, 2007 | Kullanılmış Biletler, 2007 | Yedi Kapılı Kırk Oda, 2007 | Dağ, 2007 | Kadından Kentler, 2008 | Eldivenler, hikâyeler, 2009 | Hayat Atölyesi, 2009 | İkinci Hayvan, 2010 | Gelecek, 2010 | 227 Sayfa, 2010 | Stüdyo Kayıtları, 2011 | Kibrit Çöpleri, 2011 | Şairin Romanı, 2011 | Doğu Sarayı, 2012 | Aşkın Cep Defteri, 2012 | Bir Dersim Hikâyesi, 2012 | Tuğla, 2012 | Mutfak, 2013 | 189 Sayfa, 2014 | Merhaba Asker, 2014 | Kadınlar Arasında, 2014 | İskambil Destesi, 2014 | Mezopotamya Üçlemesi, 2014 | Harita Metod Defteri, 2015 | Güne Söylediklerim, 2015 | Solak Defterler, 2016 | küre, 2016 | Aşk İçin Ne Yazdıysam, 2016 | Dokuz Anahtarlı Kırk Oda , 2017 | Edebiyat Seferleri İçin Vapur Tarifeleri, 2017 | Tren Geçti, 2017 |
| ŞifrepunkListe Fiyatı: 18,50 TL yerine armağan |
Diğer kampanyalar için |  |
|
| | Bazı Yazlar Uzaktan Geçer Kapak Tasarımı: Sadık Karamustafa |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Şubat 2009 | 3. Basım: Aralık 2014 |
Mungan'ın 2003-2008 arasında yazılmış 51 şiirini içeren bir seçki. "Bu şiirlere bir hayat, bir duygu, bir anlatma medceziri hâkim; bir durgunluk, bir sükût varken –varmışken– öyle bir hayal içine girildiği sanılırken, birdenbire bir kuşatma ve bir çekilme içinde kalıveriyor okur; bazı yazları temsil eden duygusallıklar, insandan teğet geçiyor adeta... Kitap geçmişin ve geleceğin gizemini, hayat denilen, bir türlü tam olarak tanımlanamayan bu muamma ile buluşturan kelime ve mısralara sahip." — Pakize Barışta  | İÇİNDEKİLER |
I
Eski Hayal Aheste Erirse Perde, rüzgâr Özenle Sızım Bir söz, akşam Güzel, boş El radyosu Kaçan top Korku Hayalet Tabela Görünürlüğün yüzü Tren Kömürü Aklın Sineması En baştan Gözleriniz de Bağ Kamaşma Bırak yağmur Nehrin Çatalında Geçen ay Sular seller Perçemli Sokak Ela Dulda
II
Sabahın Sütü Akıl yaprak Çimenli Tümsek Perspektif Bir ikindi Bilmez mi Delinince Şuramda Süt Çocuk Köstebeğin Uykusu Takvim Resmi Ölü Peçesi Bakıştıkça Bilmiyorsun Tomurcuk Acıtan gülüş, âmâ kalp Limon Delta Görünmenin Karanlığı Küpe Biter İhmal Fener dalgınlığı Kutup Beyaz buz deniz kara  | OKUMA PARÇASI |
SIZIM sızım sızım aşksızım geçen gün Figen telefonda bana: "aşk var mı?" dedi "yok," dedim "aşk sana çok yakışıyor," dedi sesi yalansız, saydam bu nedenle daha çok işleyen sızı "keşke olsa," dedim olacak yerlerim azaldıkça sızım sızım telefonu kapattıktan sonra bütün aşklarımla yalnız kaldım 2 Ağustos 2006  | ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Pakize Barışta, "Murathan Mungan’ın son kitabı: Bazı Yazlar Uzaktan Geçer", Taraf Gazetesi, 1 Mart 2009 Sözün özü edebiyatta kelimedir. Kelime şiirleştiğinde ise daha zengin bir kelama ve meramlara ulaşır. Adeta kelime olmaktan çıkıp, çağrılı, fısıltılı bir ses olur. Dönüşür, döngüleşir... Bu coğrafyada sözden sese evrilerek yepyeni bir biçim alan kelimenin özü ise –işte bu tuhaf ve manalı süreç içinde- şairin sahip olduğu bir tür evrensel duygudur aslında. Bu coğrafyanın şairi de bir tuhaftır zaten; mirası katlana katlana evrensel düzeyde her daim başkalaşarak zenginleşen, binlerce yılın kadim duygularının ve manalarının mirasçısıdır çünkü. O kadar ki, bu diyarda ne şiir, ne de şair kolaylıkla tasnif edilemez. Kelime sırlıdır. Ve erbabının elinde sırrına sır katılır. “Kelimeler delinince her şey kolaylaşıyor... // Nasıldır bilirsin geriye hep biraz şüphe kalır / dağılıp toplanır / Yaşadıklarınla doku ve hacim kazanan // Birikene yaslanır / Açıklar aydınlatır / sanırken / Yanıltır / Kelimeler delinince / Anlamsızlaşır // Günler böyle geçiyor... // Nasıldır bilirsin hayat / Öğrendim sandıklarınla / Azalır, / Az kalır // Gökyüzü delinince yağmur kolaylaşıyor...” Murathan Mungan’ın birkaç gün önce yayımlanan Bazı Yazlar Uzaktan Geçer adlı kitabındaki Delinince adlı bu şiir, kelime denilen büyünün manasını önce tarumar edip, sonra zenginleştirilmiş atomlarıyla bize sunuyor yeniden. Ve hayatın aslında çoğalmayıp, anlamlı kelimeler marifetiyle nasıl azalarak çoğaldığını, bilincimizi ve duygularımızı delercesine ortaya koyuyor; adeta haykırıyor. Bazı Yazlar Uzaktan Geçer, Murathan Mungan’ın 2003-2008 arasında değişik dergilerde yayımlanmış olan şiirlerinden bir seçki. Bu şiirlere bir hayat, bir duygu, bir anlatma med ceziri hâkim; bir durgunluk, bir sükût varken –varmışken– öyle bir hayal içine girildiği sanılırken, birdenbire bir kuşatma ve bir çekilme içinde kalıveriyor okur; bazı yazları temsil eden duygusallıklar, insandan teğet geçiyor adeta: “açıklığına çıktım / kendimin kuzeyine çıktıkça // ışık başka türlü / sessizlik başka türlü / bakıldıkça // tane tane hissedilen / zamanın geçişi // dünyadışı bir yumuşaklıkta // açıklığına çıktım / senin ve kendime benzemenin / kuzey kutbunda”. Kutup adlı bu şiirdeki gizlenmiş zaman, Murathan Mungan’ın açığa çıkarmak için bize ilginç ipuçları sunduğu bir başka zamandır aslında; ki, buna şairin zamanı da diyebiliriz. Yaz biter, şiir kendi kutbuna çekilir. Bazı Yazlar Uzaktan Geçer’de gömülü bulunan şairin bu öznel kelamı, Murathan Mungan’ın kendi toprağından gelmiş, hayatı yarmış bir söyleme sahip. “(...) yol dediğin yoklukta / git git azalır / zamanla / tendeki heves / kandaki macera // kimliğini gösterir rüzgar / geçerken / kimse geçmeden buraya / (...)” Aşk, zaman, kan, sükûnet içinde fırtına, hatta gizli bir ölüm ve doğa... Murathan Mungan’ın rüyasında yaşayan ütopyalar... ve o kadar saf ve o kadar tedirginler ki “Rüya denen süt çocuğu / hafızanın diliyle konuşan / huysuzluk / diş çıkarır giydirdiğimiz / vehimler tedirginlikler / bilmediğimiz bir dil / konuşur gibi ben dediğimizle / tutuklu tılsım engelli imge / besleyip büyüttüğümüz gündelik / rüyaların sütüyle yabancı çocuk // uyandın mı yabancı dil, başka ülke / ben dediğimiz seyreltme”. Şairin şiir dili kendi ritmini, ritmi de kendi sesini yaratmış Süt Çocuk’ta. Bu dil, Bazı Yazlar Uzaktan Geçer’de genişleyerek yerleşmiş durumda. Murathan Mungan’ın şiiri, aslında sükûta sahip bir söylemin, paradoksal olsa da sesin yokluğuna yerleşmiş bir sükûtun şiiri bana göre; okurunu alıp uzaklara götürecek bir şiir. Nereye diye sorulmaması gereken bir şiir. Bazı Yazlar Uzaktan Geçer, geçmişin ve geleceğin gizemini, hayat denilen, bir türlü tam olarak tanımlanamayan bu muamma ile buluşturan kelimeler ve mısralara sahip. Zaman zaman soğutulmuş olsa da –ki, bu bilinçli bir duruş bence– ışığı oldukça güçlü şiirler bunlar. Devamını görmek için bkz. Necmiye Alpay, "Bulutlardan harita", Milliyet Kitap Eki, 11 Mart 2009 Murathan Mungan'ın yeni şiir kitabının adı, Bazı Yazlar Uzaktan Geçer, şairin önceki kitaplarından birini akla getiriyor: 1992 tarihli, "M" soğuk damgalı Yaz Geçer’i. Ve onunla birlikte, Behçet Kemal Çağlar'ı: "Gül açar, bülbül öter, yaz geçer". Çağrışım yoluyla geriye doğru sıralanan bu üç söz, birbirinin gücünü aritmetik değil, geometrik olarak artırıyor. Tekil bir özne ile, geniş zaman kipinde çekilmiş bir yüklemden oluşan bir cümle yapısı var burada. Behçet Kemal Çağlar bu türden üç cümleyi art arda dizerek, üçünü aynı sürecin parçaları gibi okuma olanağı yaratmış. Tek cümle gibi okuma olanağı, bu cümleleri bir bağlamla donatmakta, dolgu malzemesi olarak bir süreç fikri eklemektedir. Şiirin ilk eldeki alımlanışı da buna göredir. Murathan Mungan, Çağlar'ın üç (yan)cümlesinden birini çekip alarak, üçünü ayrı ayrı da okuyabileceğimizi ve o okumada duygu etkisinin geometrik olarak artacağını göstermiş oluyor. Yüksek gerilimli okuma Bu artışın nedeni, "Yaz geçer" cümlesinin bir başına alınması yoluyla, üç yancümleli yapıdaki bağlamın ortadan kaldırılmış olmasıdır. Bağlamın yok olması, okuru dilsel açıdan çok tanıdık olan bu kısacık cümle karşısında bir boşluk duygusuna itmekte, dolayısıyla bir bağlam arayışına girerek sanatsal yaratıma katılmaya zorlamaktadır, hem de güçlü bir biçimde. Bize böylesine tanıdık gelen hiçbir sözü havada bırakamayız çünkü; bizi kendine çeker o söz, zihnimizdeki bir ya da birkaç düğmeye birden basar, birkaç mekanizmayı birden harekete geçirir. "Yaz geçer"de bu özellik, Cesar Pavese'nin ünlü şiiri "Çalışmak yorar"dakinden bile fazladır belki. Mungan böylelikle Çağlar'ın dizesine ait ikinci ve çok daha yüksek gerilimli bir okuma olanağını açığa çıkarırken, bir sanatçı olarak taşıdığı genel özelliklerden birini de ortaya koymuş oluyor: Kültürün sahiplerindendir Mungan; değerli olanı kayda geçirmek, ağırlıklandırmak, yeni yaratımlar için ortam sağlamak anlamında. Derlediği kitapların ve daha pek çok işaretin yanı sıra yeni kitabında da klasik şarkılara ve bazı edebiyat yapıtlarına göndermelerini sürdürmesi bu eğilimle açıklanabilir sanıyorum. Bazı Yazlar Uzaktan Geçer, geçmek fiili üzerine kurulu şiirlerden oluşuyor. Daha çok da zamanın, dolayısıyla ömrün geçişi ve bu geçişin getirdikleri üzerine kurulu. Yoğun bir aşk ve hayat felsefesi barındırarak. Kitabın adından itibaren, 'geçmek' fiilinin birbirine eşit güçteki iki anlamı birden devreye giriyor ve böylece imge dallandırılıyor. 'Yaz' hem bir mevsimin adıdır burada, hem de yakından ya da uzaktan, birinin geçmesi gibi geçebilen, neredeyse bir gövde sahibi ya da gölge olan bir varlıktır. Üçüncü bir okuma olanağı da, gizli özneli olanı elbette: '[O,] bazı yazlar, uzaktan geçer'. Şiirler her üç okuma olanağını da fazlasıyla desteklemektedir. Yüksek dizesellik Murathan Mungan'ın poetikası da Selim İleri'nin poetikası gibi, popüler olan ile daha zorlu edebiyatların bir arada yer alabildiği bir bütün oluşturuyor: Yer yer, okuru hemen yakalayan (bu anlamda 'popüler' denebilecek) bir lirizmin kollarındayız bu şiirlerde. Yer yer de, imgesel olmakla birlikte, anlatısal, hatta öykülemeye yönelen ve lirizme ince ince meydan okuyan metinlerle yüz yüzeyiz. Bu ikisinin farklı bileşimleriyle de karşılaşabiliyoruz. Yaz Geçer kitabı gibi, Bazı Yazlar Uzaktan Geçer’de de çok belirgin bir çeşitlilik bu. Mungan'ın bir önceki şiir kitabı Dağ ise, daha türdeş bir biçimde, sonuncu özelliği taşıyordu. Lirizmin yükseldiği yerlerde, dizesellik de yüksek. Dizesellikten kastım, şiirin, bir başına taşınabilecek, bir başına yaşarlık kazanabilecek güçteki dizeler içermesi: "ta içimizde duyarız gelecek günlerin geçmişini" (Yaz Geçer’deki "Yaz Bitti" adlı şiirden) Ama belki daha da yüksek bir zirveyi, dizesellik ile anlatısallığın birleştiği noktalarda görüyoruz: "bir anda koltukla kapı arasına sığar zamanlar" (Bazı Yazlar Uzaktan Geçer’de, "Perde, rüzgâr" adlı şiirden) Zamanlardır, geçmektedir, "geçer gidersin" ("Takvim Resmi" adlı şiir), "geçip gidiyorsun" ("Bilmiyorsun" adlı şiir), "geçip giden" ("Delta" adlı şiir). Devamını görmek için bkz. Halim Şafak, “Siyah hafıza”, Bireylikler Dergisi, Mayıs-Haziran 2009 Murathan Mungan’ın yazdığı şiir doğu’yla batı arasında kalma konusunda hep dikkatli olmuştur. Bu Murathan Mungan’ın şiirinin olumlanması gereken özelliklerinin başında gelir. Doğu’yla kurduğu ilişki şiirine mistik öğeler dahil ederken batı o mistikliğin içinde hayatın kendisi olmuştur. Murathan Mungan’ın doğululuğu bir bakıma geçmişi anlamına geldiği için söz konusu mistisizm anlaşılır bulunabilir. Şiir mistisizmi doğu kadar geçmiş diyebileceğimiz hayal kırıklıklarından ama daha çok aşktan alır! Sonuçta uzak olduğumuz, uzağında kaldığımız dünya kendini bizde ancak ruhsallıkla var edebilir. Bir bakıma ruhsallık geçmişi bugünde tutmanın yoludur. Geçmiş büyük ölçüde Murathan Mungan’ın çocukluğu olduğu için bugünle o ruhsallık üstünden ilişki kurulabilir. Dünya kadar aşkın kendisi insanın dönüşümüne bağlı olarak ruhsallığın hayatla bağlarını sıkılaştırır. Buysa baştan beri Murathan Mungan’ın yazdıklarına masalsı özellikler kazandırır. Buradaki geçmiş kesinlikle arkaizm değildir. Tersine arkaizmi defetmenin yollarından biridir. Üstelik Murathan Mungan bugünle çocukluğunu çoktan yazdıklarında aynı bütünün birbirini itmeyen, tersine birbirine arzuyla yaklaşan parçaları haline getirmiştir. Murathan Mungan’ın yazdığı şiir bu özellikleriyle bugünde kendini belirginleştiren Sünni şiire oldukça mesafelidir.Kaldı ki ezici çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu bu şiirin Murathan Mungan’ın yazdıklarıyla kurulmuş bir ilişkisi zaten yoktur. En azından kendilerini besleyen kaynaklar içinde Murathan Mungan ve şiiri yoktur. Murathan Mungan’ın şiirini doğuyu eksen alan şiirden ayrı değerlendirmenin açıklaması da budur. Murathan Mungan, bundan yıllar önce Yaz Geçer (1992) demekle eksik bıraktığını yeni kitabıyla tamamlamaktadır: Bazı Yazlar Uzaktan Geçer. Kitap daha başlangıçta adıyla bizi geçmişe göndermektedir.”Yaz geçer”! bunu geçmiş kadar bugüne dönük bir değerlendirme hatta yeni bir anlamlandırma olarak kabul etmek gerekir. Orda da kalmayıp bugüne dönük bir tecrübe olarak da anlayabiliriz. Bazı Yazlar Uzaktan Geçer de kendine yer bulan dingin, ihtiyaç kabul ettiği her anlamdaki olgunlaşmayı büyük ölçüde tamamlamış bir şairin mat şiirleridir. Bazı Yazlar Uzaktan Geçer mevsim olarak yazla insan arasındaki ilişkiyi ve yine ikisi arasındaki mesafeyi göstermektedir. Ne var ki uzaktan da geçse yaz hala yerine güzün konmasına şiddetle karşıdır. Bir bakıma Murathan Mungan’ın şiirinin yazla sürmekte olan bir didişmesi vardır. Görünen o ki didişme yerini güzle sorunlu bir ilişkiye kolay kolay bırakmayacaktır. Bundan dolayı “Eski bir yazın bahçesinden/ömrüme düşen/ Nerval’in limonunda/ senin dişlerinin izi var”dır. “Ne kadar gençtik!/ Hiç olmamış gibi bütün hatırladıklarımız” bunu şiirden çok Murathan Mungan’ın gençliği olarak kabul etmenin bir sakıncası yoktur. Böylesi bir gençlikse geçmişi hiç olmamış gibi hatırlamakta zorluk çekmeyecektir. Bir bakıma Murathan Mungan eski bir yazın bahçesinde unuttuklarını ya da bıraktıklarını eski bir bahçeden uzak geçen yazların bahçesine getirmektedir. Bu geçmişi hatırlamak ve özlemek anlamına gelmekten çok bugünde oluşturulanla ilgilidir. Kitap yine kitabın adından başlayarak ince bir eleştiriyi de bünyesinde bulundurmaktadır.Bu ihtimalen şairin kendini de içine alan bir inceliktir. Bugün dediğimiz şey insanın bir türlü varamadığı geçmişe çok bakmanın eşiğine geldiği yaşlarla ilgilidir. Burada ilk bulacak olduğumuzsa tabii aşktır. Murathan Mungan’a göreyse aşk en başta kendini hatırlamaktır. Bu yüzden Murathan Mungan kendi demesiyle bütün aşklarıyla yalnız kalmak zorunda kalan bir insandır. Aslına bakılırsa insan öncesinde sonrasında bir gün aşklarıyla yalnız kalır. İşte tam da bu geçip giden yazdır. Yaz aşkları gibi geçip giden bir mevsimdir. Bir gazozluk aşklar tabiri de ihtimal yaz aşkları için söylenmiştir. Burada aşkların çoğu gelip geçicidir, unutulmaya eğilimlidir. Böyle olmasına rağmen gün geçtikçe insan unutmaktan çok hatırlar. Murathan Mungan yazın burasına büyük bir parantez açmaktadır. Çünkü insan kalbin unuttuğu bir mevsime çalışmaktadır. Biz öğrenene kadar geçip giden hayat böyledir. Murathan Mungan bu kitabında olgunlukla yaşlılık arasında bir yerden konuşmaya başlamıştır. Buradaki yaşlılık ister istemez geçmişi özlediği kadar hesaplaşır. Ne var ki aynı hesaplaşma insanın geçmişe dönük ilgisini daha da önemlisi sevgisini ortadan kaldırmaya yetmez. Gençliğin mevsimi olan yaz çoktan güzle yer değiştirmiştir. Murathan Mungan’ın yazdıklarında tek telaffuz etmediği de budur. Güz yerine ‘bazı yazlar uzaktan geçer’ burada daha derinlikli durur.Geçmişi tekrardan anlamlandırırken çocukluktan bu yana iz bırakan bütün olgu ve durumlar, en önemlisi aşk yeniden tanımlanacaktır. İnsan bedeninden önce ruhunu yeni dünyaya hazırlar. Böylelikle dönüşüm dediğimiz şey başka ve yeni şeyler yaşamanın imkanı olur. Murathan Mungan bu bağlamda geldiği noktanın altını kalınca çizmektedir: “kimse yaşlı bir erkek gibi sevemez.” Buradaki tavrı yeterince sahici bulduğumu özellikle belirtmeliyim. Murathan Mungan yaşlı bir erkek olduğunu baştan telaffuz ederek okurun kapısında beklediği dünyanın ipuçlarını vermektedir. Geriye okurun bu kapıdan içeri girmesi kalmıştır. Bu noktada Bazı Yazlar Uzaktan Geçer okurun kendini ev sahibi olarak kabul edip baş köşeye kurulacağı evin bahçesidir. Yaşlılık ve aşk arasındaki ilişkinin sonuçlarıyla Murathan Mungan’ın bundan sonra yazacaklarında da karşılaşacağız... Bazı Yazlar Uzaktan Geçer Murathan Mungan’ın ‘siyah hafıza’sının verimi olarak bahçeye aldığı okurun zihninde ve hayatında bir siyahlık olarak çoktan kalmıştır. Devamını görmek için bkz. Zeynep Oral, “Bugün Pazar...”, Cumhuriyet Gazetesi, 29 Mart 2009 Bugün Pazar... Bugün Seçim var... Bugün seçim yasakları var... Çaresiz, yasaklara uyalım, daldan dala atlayalım... Bugün Pazar... Daldan dala atlarken, bir dala daha uzanıverdim ve elime Murathan Mungan’ın yeni şiir kitabı Bazı Yazlar Uzaktan Geçer kitabı geldi. Kapak tasarımını da çok sevdim. Sadık Karamustafa’nın... Daha önce yayınlanmış Yaz Geçer zaten başucumda durur, ona her daim uzanırım. Hani, “Ben sende bütün aşklarımı temize çektim” dediği “Yalnız bir opera” şiiri de o kitaptadır. Yaza şurada ne kaldı. Daha uzaktan geçene uzanmayıp da ne edeceğim. Damıta damıta, sindire sindire, kah gülümseyerek kah hüzünle bir kez daha sonsuz tat alarak okudum. İşte sizlere de tadımlık bir örnek: “Bir söz, Akşam” başlıklı şiir: “Gençlik icabı sever kimileri / film icabı sever/ iniyor akşam gibi üstüme/ Sokrates’in bir sözü: / Kimse yaşlı bir erkek gibi sevemez./ Gençken anlayamadıkların / akşamın başlangıcı.” Devamını görmek için bkz. |