ISBN13 978-975-342-564-3
16x23,5 cm, 496 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Yazarın Metis Yayınları'ndaki
diğer kitapları
Bilge Karasu Aramızda, 1997
Barbarları Beklerken, 2010
Metis Ajanda 2014: # Diren Direniş, 2013
Metis Ajanda 2015: Beni Siz Delirttiniz!, 2014
Metis Ajanda 2016: Rüyanın Gör Dediği, 2015
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Ahmet Öztürk, “Irak Dünya Mahkemesi Kitabı”, solgazete.net, 12 Temmuz 2006

21 Mart 2003 sabahı kahvaltıda yediklerimi boğazıma düğümleyecek haberlerle doluydu televizyonlar. Heyecanlı olduğu sesinin her tonundan belli olan bir spiker, havai fişek gösterisini andıran bombardıman görüntüleri eşliğinde, ABD’nin Irak’a saldırdığını anlatıyordu. Öfke nöbetleri geçirerek dinlediklerimden anladığıma göre, 04:30’da Bağdat’ta patlama ve siren sesleri duyulmuş ardın da, resmi bir açıklamayla Irak savaşının başladığı resmen ilan edilmişti. Acılıydım. Irak’la birlikte bombalanan, insanlığın barış dolu bir dünya hayaliydi biraz da...

Ne kadar da umut doluyduk oysa. ABD güçlerinin, kuzeyden Irak’a girme hayallerini söndüren tezkere zaferini kazanalı, yirmi gün olmuştu henüz. On binlerce yürekle Sıhhiye meydanını doldurup savaş ilanına hazırlanan meclisin duvarlarını çınlatmıştık coşkulu haykırışlarla. Ne kadar da çoktuk! Her çevreden, her görüşten, her sınıftan onbinlerce insan, doğanın binbir rengini andıran bir zenginlikle, bir araya gelmiştik. Sesimiz tekti: “Barış istiyoruz”... Üstelik yankı da bulmuş, tezkere reddedilmişti. Başarmış insanların gururuyla esriktik. Daha sonra hüzünle öğrendik ki, biraz da saflığımızdan geliyormuş esrikliğimiz. En ‘Modern insan’ın, bir coğrafyada yaşayan tüm varlıkları yok edecek kadar gözü dönmüş bir ilkel olabileceğini hesaplayamamıştık çünkü...

İnsan olmanın bedelinin daha da ağır olduğu günler başladı daha sonra. İşgal ve katliamın yanına, defterlerden çoktan silindiğini zannettiğimiz yağma, çapul, talan da eklenmişti… Canlı yayınlarda kederle izlediğimiz görüntüler, insanlığın ilk kez boy verdiği topraklarda, kadim bir kültürün acımasızca yok edildiğini gösteriyordu bize. Hayır, teslim olamazdık dokunulmazlıklarını ilan etmiş günümüzün tiranlarına.. Dili, dini, ırkı, ideolojisi ulusu ne olursa olsun, insanlık değerlerine sahip çıkan erdemli insanlar bir araya gelmeli, bir şeyler yapmalıydık.

Russel Mahkemesine Benzer Mahkeme

Beynimden süzülüp yüreğime saplanan bu sorular içimi burgaçlarken, Cumhuriyet gazetesinde okuduğum bir söyleşi, yeni bir ufuk açtı önüme. Berat Günçıkan’ın Ayşegül Berktay ve Müge Sökmen ile yaptığı söyleşide ABD’nin, Vietnam işgali sonrasında kurulan Russel Mahkemesi’ne benzer bir mahkemenin hazırlığından söz ediliyordu. Başta ABD olmak üzere Irak'ın işgaline ortak olan tüm ülke yöneticileri yargılanacaktı bu mahkemede. Değişik ülkelerde gerçekleşecek bir dizi oturumun ardından İstanbul’da nihai oturumla da tamamlanacaktı. Oluşturulacak vicdan jürisiyle ilgili bir soruyaysa Müge Sökmen: “Benim hayalimde hem dünyanın vicdanını ve aklını temsil eden insanların, hem de zulme uğramış kesimlerin temsilcilerinin yer aldığı bir jüri var. Sadece Irak savaşında zarar görenleri değil, bu sistemden zarar görenleri temsil eden bir jüri: Bir Kızılderili yerlisi, Güney Afrikalı bir siyah, bir Cumartesi Annesi, direnişi de temsilen Bergama köylüsü, Maya yerlisi ya da Zonguldaklı madenci de olsun, suçlar onların gözleri önünde okunsun istiyorum” biçiminde yanıt veriyordu.

22 yıldır maden işçiliği yapıyordum Zonguldak’ta. Büyük madenci grevi de dahil epey bir sürecin de tanığıydım. Jüride yer alacak Zonguldaklı madenci olabilirdim pekala. John Berger’in Suçlar unutulmamalı, kayıtları mutlaka tutulmalıdır. Oysa suçlular, kayıtları silmeye, yok etmeye çalışırlar. Hem masumları hem de hafızayı katlederler” sözleriyle son soru işaretlerini de silidim kafamdan. Hazırlık çalışması yürüten arkadaşlarla iletişime geçtim ve Irak Dünya Mahkemesi’nin Türkiyeli vicdan jürisi üyesi olarak sürece dahil oldum.

Darphane-i Amire’nin gün görmüş salonlarında üç gün boyunca süren mahkeme, işgalin tüm boyutlarıyla irdelendiği bir sempozyum gibiydi adeta. Uluslararası hukukun rolünden, hükümetlerin ve medyanın sorumluluğuna; Irak’ın istilası ve işgali sırasında işlenen suçlardan, gelecek alternatif arayışlarına kadar pek çok konu, iddia heyetinde yer alan uzmanlarca irdelendi uzun uzun. İşgalin insani boyutunun yanı sıra, doğal ve kültürel mirasın tahribi, savaşın ekolojik sonuçları gibi çevresel etkileri de tartışıldı. Vicdan jürisi sözcüsü Arundati Roy “Bu mahkemenin kategorik olarak savunmanın ta kendisi olduğunu söylemek isterim.Mahkeme bizatihi bir direniş eylemi. Tarihin en korkakça yürütlen savaşlarından birine karşı yapılan bir savunma” diyerek açıkladı açılış konuşmasında mahkemenin üstlendiği rolü. Kapanış konuşmasındaysa bir başka yönüne değindi: “Irak Dünya Mahkemesi’ne neden gerek duyulduğunu sormak, yollarda insanların öldüğü bir kaza yerinde duran birine ‘Neden durdun, neden herkes gibi yürüyüp geçmedin?’diye sormaktan farksızdır”

Egemenlerin tarihi çarpıtarak yazmalarına karşı önlem almak en önemli amaçlarından biriydi mahkemenin; muhalif hareketlere esin verecek bir malzemeyi bir araya getirmekse bir başka amacı. Bu açıdan delilleri toplamak, bulguları alabildiğince yaygınlaştırmak ve isteyen herkesin bu malzemeden yararlanmasını sağlamak önemli bir görev olarak duruyordu önünde.

Irak Dünya Mahkemesi’nde “Asmayalım da, besleyelim mi” sesleri yükselmeyecek elbette. İnsanlık suçu işleyenler için, yeni Ebu Garip’ler, Guantanamo’lar da yaratmayacağız. İnsanlığın vicdanında mahkum edeceğiz onları. En çok da çocuklarımızın vicdanında, üretilen belgeleri geleceğe aktarmak gibi bir sorumluluğun da sahibiyiz çünkü.” diye yazmıştım mahkeme öncesindeki bir yazımda. Sevgili Müge Gürsoy Sökmen tam da bunu yaparak, İstanbul oturumunda ortaya çıkan belgeleri 490 sayfalık bir kitapta bir araya getiriverdi. Metis Yayınları arasında çıkan kitap; başta Irak olmak üzere, dünyanın her yerinde onurlu bir barış kurmak için uğraşmaya, baskı ve zulme karşı hep birlikte hayır demeye devam etmemiz umuduyla alıyor kitaplığımızdaki yerini.

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X