ISBN13 978-975-342-855-2
13x19,5 cm, 224 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Ayca Yılmaz, "Bu rüyanın tabiri yok", Radikal Kitap Eki, 3 Ağustos 2012

Rüyanızda Isaac Newton, Albert Einstein, Richard P. Feynman ve Werner Heisenberg’i derin koltuklara gömülmüş, birbirleriyle hararetli bir tartışmaya girişmiş vaziyette görseydiniz ne yapardınız? Tamam, kabul ediyorum, fizik âlemine fazla aşina değilseniz, şu hayatta gördüğünüz en acayip rüyayı görmüş olurdunuz ve konuyu metafizik alemine havale edebilirdiniz. Ne var ki, lisede fizik derslerine formül ezberlemekten öte bir ilgi duyup ardından kuantum fiziğine bir parça bulaşmışsanız, hiç kuşkusuz en unutulmaz rüyalarınız arasına girerdi bu... (Üniversite sınavlarında “sıfır çekme” miktarına bakarsak, evet, fizikle ilgili vatandaş sayısı pek de iç açıcı olmasa gerek...)

Kaderin acı cilvesine bakın ki, bir kilisenin yıkılmasını protesto edip 1968 senesinde Demokratik Almanya’dan kaçan ve Batı’ya sığınan fizikçi Harald Fritzsch, kiliseyle ilgili tutumu Batı’ya kaçmak için bir bahane miydi bilinmez ama Newton, Einstein, Feynman ve Heisenberg’i bir rüyada buluşturmuş. Yanılıyorsunuz Einstein!, Adrian Haller adındaki hayali bir fizik profesörünün rüyasında bir araya gelen tüm zamanların bu dört en önemli fizikçisinin muhabbeti olarak kurgulanmış ve kuantum fiziğine dair tartışmalar anlaşılabilir bir dille aktarılmış. Aslında sadece tartışma değil, kuantum fiziğinin tarihçesinden tutun da, kuantumun madde algısının temellerine kadar pek çok bilgilendirici bölüm var. Ayrıca, hayali kahramanımızı da katarsak, beş fizikçinin arasında geçen konuşmalar, onları tanımamız açısından da hayli veri sağlıyor...

Kuantum parası!

Bir dönem Cenevre’deki CERN’de de görev yapan Fizik Profesörü Harald Fritzsch, kitaba yazdığı “Önsöz”e şöyle başlıyor:

“Kuantum fiziği kuarkların, atom çekirdeklerinin, atom ve moleküllerin bilimidir ve bize lazeri, transistörü, tünel mikroskobunu, cep telefonunu ve mikroelektroniği kazandırmıştır. Tüm dünyadaki gayrisafi hasılanın üçte birinden büyük kısmı, kuantum fiziğinin getirilerine dayanır. Evrenbilimciler evrenin oluşumunu araştırmak, astrofizikçiler yıldızların dinamiğini tarif etmek için ondan faydalanır. Temel parçacık fiziğinin kaidesini teşkil eden kuantum fiziği, evreni bir arada tutan temel kuvvetleri araştırır.”

Görüldüğü üzere, fizikçiler bilimle uğraşırken, bilime ışık yılları kadar uzak patronların başında bulunduğu şirketler, her gelişmeyi nakde çevirebilmekte hayli başarılıymış. Gayrisafi hasılanın üçte biri, kuantum parası!

Aslında tüm insanlığın kaderini, teknolojinin kim tarafından geliştirildiği değil, kimin elinde bulunduğu belirliyor. Bilim insanı atomu parçalıyor, birileri de gidiyor, bomba yapıp birilerinin tepesine bırakıyor!.. Yani, teknoloji üzerinden milyarlarca doların teknoloji şirketlerinin merkezi olan ülkelere akıyor olması ve bu durumun bağımlı, “gelişmekte olan” ülkelerin yaşam standartlarını aşağı çekmesi, son derece teknolojik silahlarla garanti altına alınıyor...

Umalım ki, insanlık bir gün bilimi doğa ve başka türler ile uyumlu yaşamak için kullanmayı akıl edebilsin... Peki, ezberci eğitim, bütün vakti alan iş ve geri kalan vakte el koyan televizyon, internet gibi “engeller” nedeniyle bilimle arası iyice açılmış olan ortalama insan, biraz çabalasa kuantum fiziğini anlayabilir mi? Harald Fritzsch bu konuda iyimser:

“Kuantum mekaniği birçok insana sadece fizikçilerin anladığı bir gizil bilim gibi gelir. Aslında bu görüş doğru değil. Kuantum mekaniği ve fiziğinin temel ilkelerini herkes kavrayabilir. Bilim ve tekniğin her şeyi belirlediği günümüzde, kuantum fiziği son derece önemli bir konuma sahip ve bu nedenle geniş kitlelerce anlaşılması ve kabullenilmesi gerekmekte. Araştırmacıların yanı sıra akademisyenler de bu bilginin aktarılmasından sorumludur.”

Akademisyenlerin aslında daha pek çok sorumluluğu var ama bizim memleketimizde bu sorumluluklardan söz etmek bile artık saçma bir hal aldı. Üniversitelerin bile acayip bir kadrolaşma arenası haline geldiği, rektör atamalarının birer komediye dönüştüğü, koca koca üniversitelerin “evrim karşıtı” konferanslar düzenlediği hatırlanacak olursa, kuantumun üniversitelerden ziyade kahve köşelerinde tartışılmasını beklemek daha mantıklı olacaktır...

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X