ISBN13 978-975-342-984-9
13x19,5 cm, 416 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Yazarın Metis Yayınları'ndaki
diğer kitapları
Etik, 2004
Sonsuz Düşünce, 2006
Başka Bir Estetik, 2010
Komünizm Fikri, 2012
Dün Bugün Jacques Lacan, 2013
Fransız Felsefesinin Macerası, 2015
Alman Felsefesi Üstüne Diyalog, 2017
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Tuğçe Yılmaz, "Devlet'i yeniden yazmak", Birgün Kitap Sayfası, 20 Ağustos 2015

Her felsefe öğrencisinin çarptığı ilk duvardır Sokrates, ardından Platon gelir. Birinin sarsıntısından kurtulamamışken ikincisinin darbesiyle tekrar sarsılırsınız. Zorlanırsınız bu isimlerde, artık çağdaşlara gelelim, dersiniz; ama tüm bu kavrayamamazlığın kaçınılmaz sonu gelir: Devlet’i artık okumak zorundasınızdır. En az bir derste muhakkak ona referans verilir, eserin adı geçmese bile “mağara metaforu”, “Platon’un sanat anlayışı” denir. Artık boş boş bakamazsınız; lakin korktuğunuz olmaz. Devlet’i okurken kitabı ne ara bitirdiğinizi fark etmezsiniz ve en önemlisi, orada yazan bilgileri hiçbir zaman unutmazsınız.

Badiou da bu değerliliğe selam etmek için kaleme almış Platon’un Devleti'ni. Altı sene uğraşmış bu kitap için. Oturup yeniden çevirmek de değil Badiou’nun yaptığı, günümüze uyarlayarak Devlet’i yeniden yazmak. Böyle bir işe girişmesini ise şöyle açıklıyor Badiou: “Çünkü bugün Platon’a ivedilikle ihtiyaç duyuyoruz ve bunun da sebebi çok açık: Bu dünyadaki hayatımıza yön verebilmemiz için mutlak olana bir şekilde erişmemiz gerektiği inancına hayat veren Platon’dur.” Devlet’te verilen örnekler, Antik Yunan’da kalan ve bize hitap etmeyen örnekler olduğu için sınırlı kalıyor ve bir yandan okuru da sınırlandırıyor. Badiou ilgimizi çekmeyen Antik Yunan dünyasının savaşları, devrimleri ve tiranlıklarıyla okuru sınırlandırmak yerine Birinci Dünya Savaşı örneğini veriyor ya da Paris Komünü’nden bahsediyor. Stalin, Lenin diyor; Sovyetler diyor. Düşünce dünyasında güncel olana ise Lacan ve Freud gibi isimlerle ulaşıyor. Örneğin, Devlet’te Hippokrates’e yapılan bir atıfta, Badiou’nun eserinde Freud sahneye çıkıyor. Yeri geliyor Kant’tan örnek veriliyor. Sokrates’in espri yaptığına tanık oluyorsunuz, karşısındakinden sözünü kestiği için özür dileyip sustuğuna! Kitapta kavramlar değişiyor, sadakatle üslup değiştiriliyor, dönüp Devlet’i tekrar okumak gerekiyor; ama güncel olanın büyüsüyle Badiou, teatral bir dünyanın kapılarını aralıyor ve bunların hiçbir yükü olmuyor. Aldığınız felsefi zevk yanınıza kâr kalıyor.

Badiou'nun ideali Komünizm

Orijinal metin 10 bölümden oluşurken Badiou’nun güncel Devlet’i önsöz ve sonsöz hariç 16 bölümden oluşuyor. Bölümler orijinaline sadık kalarak oluşturuluyor; ama güncel kitapta ilk bölüm, “Adalet” sorgulaması yerine “Sofisti Susturmak” başlıklı bir bölüm. Diyaloglarda kimsenin sözü kesilmiyor ve artık kimse Sokrates’in karşısında el pençe durmuyor. Sokrates’e başkaldıran ve “Saçmalıyorsun,” diyen kahramanlar var. “Evet” ve “Hayır” yok, “Bu saçma, buna katılmıyorum,” diyen sesler var. Kitap bir süre sonra okura daha da yaklaşıyor. Örneğin mağara metaforu, yerini sinemaya bırakıyor. Badiou önsözde bunu: “Meşhur Mağara miti, sinema salonuna o kadar benziyordu ki bana kalan tek iş bu salonu tarif etmek oldu; ayrıca, günümüz medyasının seyirci-tutsakları da Platon’daki tutsaklara cuk oturdu,” diye tarif ediyor.

İdeal devlet sorgulamasında yeni bir heyecanla karşılıyor kitap, okuru. Badiou’nun Devletinde ideal yönetim biçimi “komünizm”.

Orijinal metinde mayasında altın, gümüş ve bronz hamur bulunanlar olarak ayrılan sınıflı toplum, bu metinde yok. Bu metinde eşitlik var. İki metindeki ortaklık ise mülkiyetin olmaması; lakin Platon’un metninde devletin bekası için zorunlu olan mülkiyetsizlik, Badiou’da yurttaşların mutluluğu için zorunlu kılınıyor. Çok çalışıp emeğinin karşılığını alamayan yurttaş mutsuz olacaktır, şiarıyla yola çıkılıyor. Devlet’te cesaret erdemiyle donatılacak “bekçiler sınıfı”, bu metinde yerini “muhafız”lara bırakıyor. Muhafız: asker ile siyasi militan arasında bir görevli. Savaş zamanında yurdu savunacak ve ilginç olan ise bu görev için yetiştirilmek üzere kadınlar da eğitilecek. Devlet’te esamesi okunmayan kadın, bu metinde militanlaşıyor. Kitapta, kadınların iadeiitibarını sağlayan kahraman ise “Amantha”. Amantha, Platon’un kız kardeşi ve Amantha aracılığıyla, kitap boyunca Sokrates’e karşı gelen bir kadını izletiyor Badiou.

Demagoglardan diktatör çıkar

Kitapta sanat ile ilgili düşüncelerin Devlet’ten ayrılan keskin bir farkı yok. Sinema, mağara metaforu ile özdeşleştiriliyor; müzik ise yurttaşları güçlü kılacak, şiirden arındırılmış bir müziğe yeğ tutuluyor. Şiir ve şairlere yönelik düşünce değişmiyor; sadece öğretici olması ve yurttaşı güçlü kılacak öğretilerde bulunması durumunda şiir övülmeli ve şair ödüllendirilmeli; ama Devlet’teki gibi bir “yasak” yok. Edebiyat hakkındaki görüşlerde de keskin bir fark yok; çocukların eğitimi için gerekli olan eğitici öyküler ve masallar etkinliğini sürdürüyor. İyi ve kötü masallar belirlenip eğitim için faydalı ve iyi olan seçilecek, vurgusu yapılıyor. İnsan ister istemez var olan tarih kitaplarımızı düşünüyor...

Platon severleri mutlu edecek en belirgin ve en değerli anekdot ise Badiou’nun da demokrasinin zamanla tiranlığa dönüştüğü fikri. Platon, Devlet’te ne diyordu, hatırlayalım: “Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar.’’ Amantha nezdinde oligark, demokrat ve tiran olarak bir harita çiziyor Badiou kitapta. Daha sonra Sokrates, “tiran”ı, “faşist tiran” olarak düzeltiyor. Demokrasiyle gelenlerin tiranlığa geçiş süreci hayretle inceleniyor ve Hitler, Salazar, Mussolini örnekleri veriliyor. Günümüze baktığımızda Badiou, Platon’un bir kez daha haklı olduğunu vurgulayarak ustasına saygısını gösteriyor; ama bir komünizm idealiyle. Platon yaşasa ne derdi pek kestiremiyorum; ama sanırım Badiou’yu önce takdir eder, sonra sadece bu ideali için Badiou’ya biraz kızardı!

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X