ISBN13 978-975-342-330-4
13X19,5 cm, 212 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
LİSTE DIŞI
BASILMAYACAK
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Andrey Platonov
Muhteşem Vahşi Dünya
3. Basım
Liste Fiyatı: 140.00 TL yerine armağan
Diğer kampanyalar için
 
Filiz Bingölçe
Kadın Argosu Sözlüğü
Hulki Aktunç'un Sunuşuyla
Kapak Tasarımı: Emine Bora, Semih Sökmen
Sunuş: Hulki Aktunç
Dizgi Metis Yayıncılık
Baskı Hazırlık Metis Yayıncılık
Kapak ve İç Baskı Yaylacık Matbaacılık Ltd.
Cilt Sistem Mücellithanesi
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Ekim 2001

"Bu sözlüğün öncelikli kaynakları kadınlardır. Etrafımızda gördüğümüz, karşılaştığımız, bildiğimiz, büyük kent merkezlerinde ya da ilçelerinde yaşayan kadınlar. Yüz yüze görüşüp, sözcük topladığım bu kadınların anneleri, anneanneleri, babaanneleri de dolaylı olarak bu sözlüğün 'eski toprak' kaynakları olmuş oldular... 'Argo en mazlum olduğu anda en saldırgan olabilendir,' diyor Hulki Aktunç. Bence de öyle. Kadınların yaratıcılıklarını, fantezilerini, neyle nasıl alay ettiklerini görmek mümkün bu sözlüğün sayfalarında."

Haminnemin meşhur lafıydı, diyerek andığımız sözler vardır; Kadın Argosu Sözlüğü işte o sözleri, sözcükleri bir araya getiriyor. "Kadın dili" kategorisinin Türkçe sözlüklerde hiç işlenmemiş olduğunu düşünürsek konusunda bir ilk Filiz Bingölçe'nin çalışması.

Büyük Argo Sözlüğü’nün yazarı Hulki Aktunç ise kitap için yazdığı sunuşta şöyle diyor: "Yaşamın ve dilin içinde gizlenen büyük bir ada keşfediliyor. Çılgın, alaycı, dramatik, şen şakrak, melul mahzun bir ada. Bir sürü aptal herifin ve kızın ve kadının derinliğine duyumsayamadığı ama yaşamakta olduğu bir ada.

Son derece önemli bir dilsel kategori, yazı'nın kalıcı alanına taşınıyor ilk kez. Bir erkek (hele bir 'herif'), böyle bir keşfi asla başaramazdı. Olsa olsa, o adaya kazara düşebilirdi, Robinson Crusoe gibi. Bir Cuma bulabileceği de kuşkuludur."

İÇİNDEKİLER
Bir "Sözlük" Üzerine Sözcükler, Hulki Aktunç
Giriş
Kullanılan Kısaltmalar
Sözlük
Kavram Dizini
OKUMA PARÇASI

Hulki Aktunç, "Bir Sözlük Üzerine Sözcükler", s. 7-11

Kişinin tek başına sözlük yazması, sözlük üretmesi desem daha doğru, tatlı bir tür çılgınlıktır. Dilsel çıldırı da, başta o dili konuşanlar ile yazanlar, daha başka bütün diller için çok önemli katkılar sağlayabilir. Daima.

Sözlük yazma, bir merak ile başlar, bir sonuca varamama umutsuzluğuyla sürer, direnme, güçlüklerle savaşma duygusunu yaşatır ve bu sürece yenilmezseniz, bir gün bakarsınız, işte sözlük karşınızda. İyi de, şimdilik, sizin sözlüğünüzdür o...

Sözlük, sözcükler ve sözler, aslında bitmediğini, bitmeyeceğini duyumsatsa da, size bir süre için teslim olmuştur artık. Şimdilik.

Pirimiz Kâşgarlı Mahmud neden sözlük yazmıştı? Peki, Bedros Keresteciyan (hariciyeci) niçin sözlük yazdı? Ya Şemseddin Sami, Muallim Naci, Tahir Olgun? Ya Behçet Necatigil? Şükran Kurdakul? Ali Püsküllüoğlu?

Hayli uzundur bu liste. Soruların yanıtı ise çok kısa: Söz ve bilgi kaynaklarında gördükleri eksikliği kendilerince...

Devamını görmek için bkz.

Giriş, s. 15-19

Elimi kutuma soktum, yıllardır çer çöple doldurduğum kutuma.

Göbeğimi uzun kesti diye haminnem, benim de aklım alt deliklerde.

Sinsiyim işte, sofuyum, garezimi gülüşümün altına çekiyor, uyuyorum. Ama bazen melaikeliğe soyunup kuyruğumu eteğimin gölgesine sokuşturuyorum. Gözetlendiğimi bildiğim için ne zamandır dip köşelerde saklanıyorum.

Dudaklarımı büzüyorum ve tabii yalan söylüyorum.

Zaten her geçen gün anılarımı yitiriyorum. Düşünsene, önce cüzdanımı çaldılar, içinde bütün fotoğraflarımı da. Ardından aşk sayıklamalarımı.

Duraksamadan hemencecik verivereyim haberi. Herhalde giderek nefret edicem bu şehirden. Hilkat ve Sündüs ve Yegane ve Türkan... Beni görünce sırıtıyorlar, üstüme yorgan yığıyorlar. Aslında bir kaçak gibi hepsinden uzak duruyorum. Sabahları uyandığımda odanın ve pencerenin boşluğu, derin sessizlik. Her şeyin ortasında, taburenin üstünde suyla dolu bir leğen duruyor. İki aybaşılı donumu bu leğenin içine attım.

Ka...

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

Hasan Bülent Kahraman, “Kadın argosu hazinesi”, Radikal, 3 Aralık 2001

Filiz Bingölçe, kadınların bir şeyi özel olarak nasıl söylediğini, bir şeyi nasıl erkeklerin anlamayacağı hale getirdiğini bu sözlükte yer alan sözcükleri, deyimleri derleyerek ortaya koymuş ama sözlüğün anlamı sadece bununla sınırlı değil. Bu kitap, "özel dil" denilen şeyin özel alanla, özel kimlikle ne kadar içli dışlı olduğunu, dilin, insanın bir alanda kendisini ifade etmek için nasıl öteki alanlardan ve oralardaki olgulardan yararlandığını, her şeyi nasıl bir senteze ulaştırdığını ortaya koyuyor. Argo, bir benzetme sonunda. Ama bunlar belki her argo sözlüğü için geçerli şeyler. İş, "kadın argosu"na gelince durum daha da değişiyor.

Ortada öncelikle "tanımadığımız" (bunu karşı cinsten birisi olarak söylüyorum ama kadınların da onun farkında olduğunu sanmak çok güç) bir kadın var. Bu, benliği, bilinci, algılaması bütünüyle kendisine özgü bir varlık. Bu kadın, o "masum" kadından, o "salon kadını...

Devamını görmek için bkz.

Gönül Kıvılcım, “Ev kadınlarının argosu olur mu?”, Radikal 2, 2 Haziran 2002

Argo. Dilin cansuyu. Sabrın, iyiniyetin tükendiği, düz söylemin kısa geldiği anlardaki patlayış. Dilin ele avuca sığmayan yanları. Dipte kaynayan fokurtunun bir çağlayan gibi yüzeye çıkışı. Argo. Küfrün ötesi. Küfrün zeka pırıltılarıyla yıkanması, yunması. Ev kadınlarının, sokak kadınlarının, Romanların, travestilerin; sistemin ezdiklerinin gizli silahı. Taksi şoförlerinin, sokakta yaşayanların dili ters yüz eden söyleyişleri. Taksi şoförü için korna çalmak, taksimetreyi açmak, sinir bozucu sıklıkta vites değiştirmek nasıl yaşamın günlük hallerindense argo da öyledir.

Müşterisi inip taksi durağına döndüğünde, bugün güzel bir ördek düşürdüm (durak olmayan noktalardan yolcu toplamak; hoş güzel kadın müşteri) diye selam çakar meslektaşına. Ya da demin güzel bir kaz (saf, zengin müşteri) yakaladım deyip hasetlendirir duraktakileri.

Argo özgürleştiricidir. Bireyi lezzeti yerinde biryemekmi...

Devamını görmek için bkz.

Celal Üster, “Kadın dilinin gizli örgütü”, Radikal Kitap Eki, 16 Kasım 2001

"Bir toplumda geçerli genel dilden ayrı, ama ondan türemiş olan, yalnızca belirli çevrelerce kullanılan, toplumun her kesimince anlaşılmayan, kendine özgü sözcük, deyim ve deyişlerden oluşan özel dil." AnaBritannica Genel Kültür Ansiklopedisi, argoyu böyle tanımlıyor. Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi ise, "Kendi sosyal çevreleriyle sınırlı yaşayan ve toplumun geri kalan kesimlerinden ayrılmak ve / ya da korunmak isteyen bir grubun benimsediği özel sözcükler bütünü" diye tanımlamış argoyu. Ama lûgat paralamayı bir yana bırakır, Türkçenin Büyük Argo Sözlüğü'nün yazarı Hulki Aktunç'un alabildiğine özgür belirlemelerine sardırırsak: Argo, dilin gizli örgütüdür; yaratıcılıktır, anadilin sözcüklerine yeni anlamlar katar, kendi alanına girmeye çalışan sözcük ve deyimden ayakbastı parası alır ve onu bozuşturup dönüştürür...

Biliyorum, "Şimdi bu argo muhabbeti de nereden ç...

Devamını görmek için bkz.

Gül Altan, “Fiskos bitti, yaşasın ARGO”, Radikal Kitap Eki, 9 Kasım 2001

Keşke bu kitabı daha önce görseydim! Ona bir dizi yoğun bir o kadar da edebi hakareti içeren cümleyi söylemeden ya da telefonu suratına 'Sana fazla geldim ben!' diyerek kapamadan önce. O zaman ona kesinlikle 'Seni adam küsüratı seni! Nane çöpü, numunelik öküz, izotop seni! Naştır!' derdim.

Nereden geldi bu çılgın fikirler aklıma? Masum masum masanın üzerinde duran mor bir kitap çarptı gözüme. Yanına yanaşınca, sıradışı ismi bana bu kitapta bir şeylerin farklı olduğunu anlattı Kadın Argosu Sözlüğü. Bu kitap Filiz Bingölçe'nin imzasını taşıyordu. Okurla Hulki Aktunç'un sunumuyla buluşuyordu kitap. "Kişinin tek başına bir sözlük yazması çılgınlıktır!" diyor Aktunç, ancak bu kitap baştan sona bir çılgınlık. Hem de 2500 kadının ağzından dökülen, kimi zaman insanın ağzını açık bırakıp, kimi zaman arsız arsız gülümseten, kimi zaman ise 'onu tanımlayacak kelimeleri bulmak ne zordu bazen, aa...

Devamını görmek için bkz.

Murat Çelikkan, “Sözlüğe porno muamelesi”, Radikal, 13 Temmuz 2002

Filiz Bingölçe, oldukça önemli bir çalışmaya imza attı. Erkek egemenliğinde olan bir alanda bir sözlük hazırladı, Kadın Argosu Sözlüğü. Metis Yayınları da kültür dünyamız için gerçek bir zenginlik sayılacak bu sözlüğü, Ekim 2001 tarihinde yayımladı, bilmem haberiniz var mıydı? Sizin olmadıysa da sözlüğü, müstehcen kabul eden Cumhuriyet Savcılığı'nın haberi var. Kitabın yazarı ve yayımcısına 1 milyar 800 milyon lira ceza kesti. "Sözlük, bu haliyle, bir dil gerçekliği ve yaşamda var olan bir olgunun bilimsel ve nesnel yöntemlerle saptanması girişimidir. 1072 yılında Kaşgarlı Mahmud'ca kaleme alınan Divanü Lügat it-Türk'te de bugün Kadın Argosu Sözlüğü'nde yer alan sözcüklerin pek çoğu ve tanımı yer almış ve Türk Dil Kurumu bu sözlüğün çevirisini yayımlamıştır," diyen yazar, cezayı ödemeyi reddetti. Para cezasını ödemeyi reddettikleri için yazar ve yayımcı hakkında 'halkın ar ve hayâ du...

Devamını görmek için bkz.

Murat Çelikkan, “Barbarları beklerken”, Radikal, 16 Nisan 2003

Muzır Kurulu, Türkiye sansür hayatına Turgut Özal'ın hediyesi. Kurulduğu günlerde, günlük basına hızlı bir ceza kesme furyası yaşadıktan sonra, uygulamaları dergi ve kitaplarla sınırlı kaldı. Sansüre ve cezaya uğrayan yayınevlerinin gücü de gündelik basın kadar olmadığı için, yasal bir sansür kurumu olarak varlığını sürdürüyor. Son icraatlarından biri, Filiz Bingölçe’nin Kadın Argosu Sözlüğü konusunda bilirkişi raporu hazırlamak oldu. Türkçe sözlüklerde kadın dilinin hiç işlenmemiş olmasından hareketle hazırlanan sözlükte, farklı yaş ve çevrelerden kadınlarla yapılan görüşmeler yoluyla derlenen sözcüklere yer verilmişti. Kurul raporuna bakılınca, 'Türk kadını' ve 'Türk kadınının iffetininin' argoyla bağdaşmaması gerektiğini öğreniyorsunuz. Yani Argo Sözlüğü'nün başına kadın gelince, iş müstehcen oluyor ve resmi ideolojinin kadın tasavvuruna uymuyor. Müstehcenlik davası yarın İstanbul'da görülecek....

Devamını görmek için bkz.

Berat Günçıkan, “Kadının gizli diliyle tanışın...”, Cumhuriyet Dergi, 9 Aralık 2001

"... O kadar bezgin ki su, gene de ardında bıraktığı köpüklü salya parlıyor. İştahlı bir dil gibi, upuzun bir dil gibi. Çünkü yutmadan önce yalıyor... Çevresini saran dalgalar büyük; onlardan birinin içine kolayca sığıp kıvrılabilirim!

İşte tümü burada... Güzeller ve lanetliler, geceleyin sevecenliği gelenler, çöplük turnaları, yüzü yaralılar, ciciği bereliler, şekli bozulmuşlar, rahmi alınmışlar...

Bu dili ya ben koparırım, ya onlar."

Gizliliğin esas olduğu bir dilin, yani argo sözlüğünün girişinde, derdini bu sözlerle anlatıyor Gazeteci Filiz Bingölçe. Kadın Argosu Sözlüğü kadınların, kendi ürettikleri ya da erkeklerle ortak kullandıkları argonun örneklerini veriyor. Kelime, Fransızca kökenli. Onu toplumlardaki geçerli dillerden ayıran; içe dönük yaşanması, toplumdan kendini ayırmak ya da toplumdan korunmak isteyenlerce kullanılması. Yolu küfürle de birleşiyor...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X