| |  |  | ISBN13 978-605-316-152-3 |  | 13x19,5 cm, 528 s. | 
 | Liste fiyatı: 508.00 TL İndirimli fiyatı: 406.40 TL İndirim oranı: %20{"value":508.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"11344","item_name":"Dünya ile Devlet Arasında Türk Muharriri ","discount":101.60,"price":508.00,"quantity":1}]} | 
 Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Diğer kampanyalar için |  | 
 | 
 |  | Dünya ile Devlet Arasında Türk Muharriri  1930-1960 | Yayıma Hazırlayan: Müge Gürsoy Sökmen Kapak Tasarımı: Emine Bora | 
 Tuncay Birkan büyük bir emeğin ürünü olan kitabında 1930-1960 yılları arası çıkan gazete ve dergileri tarayarak, kitaplaşmadan, okura sunulmadan kalmış satırlar arasında gezerek Cumhuriyetin erken dönemlerinde –Refik Halid, Peyami Safa, Halide Edip, Necip Fazıl, Nahid Sırrı, Nurullah Ataç, Sabiha Sertel gibi– yazarların devlet ve piyasa karşısındaki tutumlarını ortaya koyuyor. "Edebiyatta, sanatta, bilimde, düşüncede, yanlış veya eksik öncüllerden yola çıkmış olsalar da, bir şeyler kurmaya, kurulanı daha insani hale getirmeye çalışmış, içlerinde hakikaten memleket sevgisi olan" bu insanların, "düne kadar memleketin tek hâkimi olduğu iddia edilen 'İttihatçı-Kemalist zihniyet' denen asli aktörün figüranları derekesine düşürülemeyecek kadar karmaşık tepkileri, arzuları, hayalleri, kanaatleri, fikirleri ve toplumsal bağlılıkları" olduğunu hatırlatıyor bize. "Geçmiş, olgulardan oluşan statik ve tamamlanmış bir tablo değil, hem olguları hem de olgulara dair yorumları içeren, belli perspektiflerden, belli değer yargılarını öne çıkararak bakıldıkça sürekli değişen ve hep bir yerleri soluklaşıp silindiğinden asla tamamlanamayacak hareketli bir resimdir. Aynı şey geçmişten tevarüs edilen miras için de geçerli," diyerek yola çıkan Birkan, "geçmişe bakışımızı taşlaştıran, orada sadece yeknesak bir çoraklık, devasa bir çöl gören toptancı perspektiflerin hegemonyasını sarsmayı", "yeni kuşak okurlarda, kendi acılı ve kasvetli tarihimizden işlenebilecek bir mirasın tohumlarını bulma arzusunu kışkırtmayı" hedefliyor.|  | İÇİNDEKİLER | 
ÖnsözSunuş
 
 Birinci Bölüm
 1938: Bir Sürgünün Dönüşü
 
 1 Af  Kanunu'nun Arifesinde
 
 2 Af  Kanunu Kesinleşince
 İlk Yorumlar
 Affın İlk İstisnası: "Başka Bir Rejim İdeolojisi" Teklif  Edenler
 Bir Telgraf ve Yankıları
 Nizamettin Nazif, Köroğlu Gazetesi ve Naci Sadullah'a Göre Af
 Affın Genişletilmesi Şayiaları: Dersimliler, Komünistler
 ve "Bezirgânlar" Başka Kapıya!
 Refik Halid'e Karşı Hececiler
 Kanunun Kabulünden Sonra
 "Daha Yurda Ayak Basmadan Matbuatı Birbirine Katan Refik Halit"
 Hasan Âli Yücel ile Ataç'ın Dedikleri
 
 3 Mecliste Af  Kanunu Görüşmeleri: Sövgü Salvosu
 Bir Gün Önce Tadil Edilen Basın Kanunu
 Basında Korporatizmin Yasalaşması ve Yankıları
 
 4 Yezidin Kızı Etrafında
 Üç İhale
 Yezidin Kızı: Edebiyat Açısından
 Yezidin Kızı: Günah Çıkarma Açısından
 
 5 Tan Gazetesinde, Solcular Arasında
 
 İkinci Bölüm
 Dünya ile Devlet Arasında
 
 1 "Ortadan Başlamak"
 İnkılap Yıllarının En İnkılapsızı: 1935 • 165
 Huzur ve Sükûn İklimini Bulandıranlar,
 Başta da Nâzım Hikmet...
 
 2 Dün, Bugün, Yarın: Ölüler, Can Çekişenler, Diriler
 Cesedin Başından Ayrılamayanlar: Su Sinekleri,
 "Bir Kurt Mahşeri" vs.
 Zamansal Ufukla Bağlantılı Terimler Olarak Avangard
 ve Modernizm
 
 3 İstitrat / Arasöz: Popüler Kültür Figürü Olarak
 Yazar ve Anketler
 Anketlerin Çektiği Fotoğrafa Karşı Münekkidin "Desen"i
 "Sinirlerini Hadiselere Kaptırmış Olan Nesil"e Göre
 Edebiyatta Yeni Olan Neydi?
 Gündelik Fıkra Yazarlığı: Suya Yazı Yazmak mı
 "En Hayatiyetli Şube" mi?
 Necip Fazıl, "Hurda Hadiseler"in Hakkını Neden
 Verememişti, Veremezdi?
 
 4 Bekleme Odasında: Şaheserler Nerede,
 "Muharrir Neden Yetişmiyor?"
 Eskilerden Refik Halid, Yenilerden Sait Faik...
 Arada da Reşat Nuri
 
 5 "Had Safhada Milliyetçilik" Ortamında "Milli Edebiyat"
 Tartışmaları Neden Bu Kadar Sönüktü?
 Ataç: "Milliyet Daima Zenginleştirilmesi Gereken Bir Şeydir"
 "Mektepten Memlekete": Mektep "Action Française" Olursa...
 "Mektep"i Yalapşap mı Okuduk? ya da “Kadın ve Vatan Aşkı”
 İçinde Kalan "Düşünmekten Korkan Edebiyatımız"
 Tanpınar: "Milli Şey"e Dönüş
 "Karanlıkların İçinde Gölgeler, Resimler, Ruhlar"
 Görenler Karşısında Halid Ziya
 
 6 Hümanizm Üzerine Birkaç Not: Ne "Tanrı Kusursuzluğunda"
 Ne "Köle Hiçliğinde" İnsan
 "İnsanı Kendi Çevresinin, Zamanının Dışında Düşünmeğe
 Alıştırmak" – Ataç ve Hümanizm
 
 7 Dil İnkılabı Karşısında Yazarlar: "Dolu Dizgin Değil;
 Eşkin Bir Yürüyüşle"
 Ek: 1930-60 Döneminin Kayda Değer Eserleri
 
 Üçüncü Bölüm
 Devlet ile Piyasa Arasında
 
 1 Muharrirler Nasıl Ölür? "İçgüveysi Edipler"e Karşı
 "Dış Kapının Mandalları"
 Edebiyat Sosyolojisinin ve Edebiyatın Konusu Olarak Yazar
 ve "Serbest Piyasa" Meselesi: İki Örnek
 
 2 İlk Örgütler: "Biz Yazarlar Neyiz?"
 Yazarın Kazancı: "...En Çok İstismar Edilen Muharrirdir"
 Ataç'tan Çözüm Önerisi: Piyasa İstibdadına Karşı
 Memur Muharrirler
 
 3 Piyasa 1: "Amele Hayatından Parçalar"
 Piyasa 2: Muharrir-Naşir İlişkileri
 
 4 Devlet: Havuç ve Sopa
 Fişlemenin Estetiği
 "Muharrir Neden Yetişmiyor?" Sorusuna Yeni Bir
 Cevap Olarak Devletin Tokmağı
 
 5 Memlekette Telif  Hakları: Kısa Bir Tarihçe
 Birkaç Cephede Mücadele, Kazanımlar, Hüsranlar
 
 Sonsöz Yerine:
 Felsefe İlaveli Bir Fantazi
 
 Ekler:
 1. Edebiyat Tarihçilerimize ve Araştırmacılarımıza Saygı
 2. Refik Halid ve Kürtler
 3. Sabiha Sertel, Stalinizm, Boğazlar Notası
 4. Diyorlar ki'de Yok Hükmündeki "Eski Edebiyat"
 5. Milli Şair: Behçet Kemal Değilse Nâzım Hikmet Olmasın?
 6. İspanya İç Savaşı ve Türk Muharrirleri
 7. Tevfik Fikret: İnsaniyetçi mi Türklüğün
 ve İslamın Düşmanı mı?
 8. Althusser'e Göre Sosyalist Hümanizm
 9. Kültüralizm ve Kültürel Özerklik
 10. Köylüyü Okutma, Köylüyle Konuşma vs.:
 "Hümanist" Bir Hamle Olarak Köy Enstitüleri
 Neden Başarısız Kalmaya Mahkûmdu?
 11. Cemal Süreya: "Birinci Cumhuriyet" Aydınının Eleştirisi
 12. Milletvekili Yazarlar
 13. Kunduracı ve Yazar
 
 İsim Dizini
 
 |  | OKUMA PARÇASI | 
Önsöz, s. 13-21 Geçtiğimiz yüzyılda birçok düşünür ve tarihçiden şunu öğrendik: Genelde zannedildiğinin aksine, geçmiş, olgulardan oluşan statik ve tamamlanmış bir tablo değil, hem olguları hem de olgulara dair yorumları içeren, belli perspektiflerden, belli değer yargılarını öne çıkararak bakıldıkça sürekli değişen ve hep bir yerleri soluklaşıp silindiğinden asla tamamlanamayacak hareketli bir resimdir. Aynı şey geçmişten tevarüs edilen miras için de geçerli. Bu miras, düzenli olarak kuytu köşelerini yoklayıp yeniden dolaşıma sokabileceğimiz, yapbozdaki eksikleri tamamlayacak parçalar çıkarabileceğimiz statik bir yığın olmamıştır hiçbir zaman. Neyi miras alacağımızı (miras alacak kadar anlamlı bulduğumuzu) değişen gerçek ve muhayyel ihtiyaçlarımıza göre biz seçeriz, daha doğrusu bu “biz”i tanımlayan kolektiviteler, bizim adımıza icraata geçmiş kurumlar çoktan bizim için seçmiştir. Zorunluluklar kadar olumsallıkların da etkili olduğu, sürekli yeni geçmiş parçalarını “geri kazanmayı” içeren bu gayet dinamik süreç kaçınılmaz olarak devasa bir olgular ve yorumlar yığınını elemeyi, unutmayı da beraberinde getirir hep; bir şeyleri hatırlayabilmek için birçok şeyi unutmamız gerekiyordur. Geçmişin tamamının hatırlanması, işlenip miras haline getirilmesi, Walter Benjamin’in diyeceği gibi “kurtarılması” mümkün değildir. “Tarih Kavramı Üzerine”yi hatırlayalım: “Ancak kurtulmuş bir insanlık geçmişine tümüyle sahip çıkabilir... ancak kurtulmuş bir insanlık geç... | Devamını görmek için bkz. |  | 
|  | ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER | 
Haydar Ergülen, "Türk muharriri!", BirGün gazetesi, 3 Mart 2019 Tuncay Birkan’ın kitabı tam zamanında geldi. Tam o sırada pek sevdiğim, hani kardeşim gibi derler ya, öyle, Roberto Bolano’nun kallavi romanını okumaktaydım, Vahşi Hafiyeler (Çeviren: Peral Bayaz, Can Y., Ocak 2018). 50 yaşında dünyadan göçmüş bu Şilili yazarın hayli kitabını okudum, okudukça da genç ölümüne yandım, demiş miydim, sanki ağabeyimi yitirmişim gibi. İnsan bazen yazarları, şairleri böyle de seviyor, seviniyor ve yanıyor işte! Şiddetle değil tabii, ama hararetle ve dahi hasretle okumanızı öneririm bunu ve diğer kitaplarını da. Kendisine de çok teşekkür eder, gani gani rahmet dilerim. Tuncay Birkan’a da baştan peşin peşin teşekkür ederim, zira yalnızca bu kitabı için değil, pek çok çevirisi için ve özellikle de Refik Halid Karay’ın gazetelerde kalmış yazılarına ulaşıp, derleyip, toplayıp, ehline yazdırdığı hepsi birbirinden okunası 18 önsözle yayıma hazırladığı 18 cilt kitap için. İnkılap’tan Memleket Yazıları üstbaşlığıyla, kapağından iç düzenine gayet ferah, Türkçeden İstanbul’a, deniz seyahatlerinden lezzet yolculuklarına, kadınlardan gündelik hayata, Atatürk’e dair kitaplar… Dedim ve Atatürk’e Eğilen Bir Sürgün’ü (İnkılap, 2017) henüz okumadığımı fark ettim. Yazıyı bıraktım, gittim kitabı okumaya başladım. Öyle ya 30 yıla yakın sürgün kalmış bir yazarın, memlekete döndükten sonra Atatürk’e dair yazdıklarını okumadan olmazdı! Tan gazete... | Devamını görmek için bkz. |  | 
 |