| |  |  | ISBN13 978-605-316-186-8 |  | 13x19,5 cm, 368 s. | 
 | Liste fiyatı: 376.00 TL İndirimli fiyatı: 300.80 TL İndirim oranı: %20{"value":376.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"11401","item_name":"Kat, Sinema ve Etik","discount":75.20,"price":376.00,"quantity":1}]} | 
 Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Diğer kampanyalar için |  | 
 | 
 |  | Kat, Sinema ve Etik | Yayıma Hazırlayan: Semih Sökmen Kapak Tasarımı: Emine Bora, Semih Sökmen | 
 Bugün muhafazakârlığın şiddetinden, vaazlarından ve dayatmalarından farklı, yaşadığımız gezegeni merkeze alan ve insanın ne olduğunu yeniden sorgulayan bir etiğe ihtiyacımız var. Seyrettiğimiz onca film üzerinde sosyal kuramın terimleriyle düşünmeye de ihtiyacımız var. Kat buna girişiyor, filmleri kesip parçalara ayırarak bağlantılar arıyor: Bu bağlantılar yoluyla, filmlerin bize etik varlıklar oluşumuzu hatırlatma, seçim yapmaya zorlama, zevk ve yanılsamalarımızı üstlenme sorumluluğumuzla tanıştırma, bizi başka bir dünyaya değil bu dünyadaki başkalıklara inandırma kabiliyetlerini ve güçlerini araştırıyor. Bize bu esini veren filmler hakkında şunu söylüyor Umut Tümay Arslan: "Görülecek bir çıplak gerçek yok. Biz insanlar seçimlerimizle hakikati yaratıyoruz. Filmler gündelik gerçekliği kesinti ve bozulmaya uğrattıklarında, başka türlü görebilmemizi sağlayan mercekler ve gözlükler icat ettiklerinde, bizi ikamet ettiğimiz yerden koparabilecek etik karşılaşmalara imkân yaratabiliyorlar. “Bu ufuksuz dünyada, birbirimize dokunmaya ve komşu olmaya devam edebilmenin sinemadaki tezahürlerinin görülebilir, işitilebilir ve düşünülebilir olanın manzarasını nasıl değiştirebildiğini anlamaya çalışıyorum. Filmlerin mucizelerinden yayılan ışık altında..."|  | İÇİNDEKİLER | 
Giriş
 1. Fitne, Meftun, Seyirci
 Kaydırmalı çekim: Sesler, hayaletler, melekler
 Bu dünya, kurmaca ve seyircilik
 Tercüme, hareket ve sinema
 
 2. Gerçeklik ve Kat Yerleri
 Auschwitz’den sonra film
 Sinemanın maddi estetiği: Aşağıdan yukarıya
 Kracauer’den Kiarostami’ye: Bu dünyadaki başkalık
 
 3. Ses, Bakış, Beden
 Yaşamın dokusundaki yırtık
 Sonlu dünya, dünyevi sonsuz: Maddi dünya içinde mucize
 Masumiyet, Yeşilçam-sonrası ve Yeşilçam seyirciliği
 Hayaletler yarışıyor: Ses ve ses
 Arzunun politik boyutu
 
 4. Zaman, Uzam, Artakalan
 Kötülük ve apaçıklığın silinişi
 Mavi: Sonsuz bir ihtimal
 Saklı: Tut ki O yok!
 At gözlüğüyle görebilmek
 
 5. Felaket: Manzaradan Lekeye
 Felaket-sonrası hafıza ve hınç etiği
 Mütemerkiz evren
 Salò ya da sinemanın yüzyılı: İnsan manzaraları
 Sessizliğin bakışı: Cezasızlık ve inkâr
 Kesik’in açtığı yerden
 Hayaletli imgeler: İmkânsız-mümkün temsil
 Kat: Türklük ethosu, geçmiş ve geleceğin hayaletleri
 |  | OKUMA PARÇASI | 
Giriş, s. 9-10 Filmleri düşünceyle, kuramla kesip parçalamanın onlardan aldığımız tadı kaybettirdiğine inanan çok. Bazı iyi yönetmenler bile katılıyor bu yalana. Film bir bütündür bölünemez, diyorlar. Filmleri dokunulmaz kılan, kutsallaştıran tarafı bir yana, seyirciler olarak film seyretmekten aldığımız zevki alıp nerelere götürdüklerini, hangi derin kuyulara iple bağladıklarını sorma hakkımızı da elimizden alıyorlar. Burada buna itiraz edeceğim. Filmleri, filmlerden öğrendiğim yöntemle kesip parçalara ayırıp, bu parçalar arasında, uyandırdıkları duygu ve düşüncelerden yola çıkarak bağlantılar kuracağım. Bu bağlantılar filmlerin bize etik varlıklar oluşumuzu hatırlatma, seçim yapmaya zorlama, zevk ve yanılsamaları üstlenme sorumluluğumuzla (yeniden-) tanıştırma, bizi başka bir dünyaya değil bu dünyadaki başkalıklara inandırma kabiliyetleri ve güçleri üzerinden olacak. Filmleri ses, bakış, uzam, zaman, renk, mizansen, beden, alan, alan-dışı gibi parçalara ayırıp, her birinin özerk bir biçimde hareket ettiği anlara odaklanacağım. Çünkü sinemanın bu unsurlar arasında süreklilik ve bütünlük kurduğu yerleşik gerçeklik düzeninin bozulmasının, sinemanın etik ve politik kabiliyetini ürettiğini düşünüyorum. Filmler gündelik gerçekliği kesinti ve bozulmaya uğrattıklarında, gündelik gerçekliği çıplak gözle görmemizi sağlayarak değil, başka türlü gördürebilen mercekler ve gözlükler icat ettiklerinde, bizi ikamet ettiğimiz yerden koparabil... | Devamını görmek için bkz. |  | 
 |