ISBN13 978-605-316-041-0
13x19,5 cm, 224 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Yazarla Söyleşiler
Liste fiyatı: 194.00 TL
İndirimli fiyatı: 155.20 TL
İndirim oranı: %20
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Yücel Kayıran
Son Akşam Yemeği
1. Basım
Liste Fiyatı: 140.00 TL yerine armağan
Diğer kampanyalar için
 
Dan Hancox
Dünyaya Kafa Tutan Köy
Özgün adı: The Village Against the World
Çeviri: Ali Karatay
Yayıma Hazırlayan: Özge Çelik
Kapak Tasarımı: Semih Sökmen
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Mayıs 2016

Kürenin üzerinde 37° 22' 16¨ Kuzey, 4° 57' 29¨ Batı noktası: Marinaleda. Asteriks’in köyünü hatırlatan bu Endülüs köyü bildiğimiz dünyaya kafa tutuyor: Burada insanlar kâr için değil, insanca bir hayat sürmek için çalışıyorlar.

Marinaleda’da köyle ilgili kararlar herkese açık genel toplantılarla alınıyor. Çiftliklerin ve üretim tesislerinin mülkiyeti ortak. İnsanlar ömür billah konut kredisiyle cebelleşmek yerine, kooperatifin sağladığı malzemeyle ve eş dost yardımıyla kendilerine bir ev inşa etmeyi öğreniyor, çok cüzi bir miktara barınma imkânına sahip oluyorlar. Ayda bir gün köyü geliştirmek için ücretsiz çalışıyor, köylerinde bir polis kuvveti bulundurmaya ihtiyaç duymuyorlar. Yani dünya üzerinde küçücük bir nokta olmasına rağmen, bir köyden çok daha fazlası Marinaleda: siyasal bir örnek, başka bir dünyanın mümkün olduğunun somut bir örneği. Arsız bir bireyciliği ve müşterek kaynakların özelleştirilerek yağmalanmasını teşvik eden liberal uygulamaların hiçbir alternatifi olmadığı iddiasını çürütebileceğimizin yaşayan bir kanıtı. Kuşkusuz bu noktaya bir günde gelmedi Marinaleda: Bu kitapta okuyacağınız, toprak işgalleri, açlık grevleri, “kamulaştırma” ve eylemlerle geçen uzun bir mücadele tarihi var.

Albert Camus bir zamanlar İspanya için "Başkaldıran insanın anavatanı, en büyük başyapıtların imkânsıza karşı haykırışlar olduğu yer," demişti. Marinaleda, adaletsizliğe ve eşitsizliğe başkaldırısıyla tam da Camus’nün söz ettiği türden bir başyapıt: Barış yolunda süregiden bir ütopya.

İÇİNDEKİLER
Sunuş, Alberto Garzon Espinosa
1 Köyle Tanışın
2 Topraktaki Hikâye
3 La Lucha
4 Toprak İşleyenindir
5 Ekmek ve Gül
6 Ütopyada Muhalefet
7 Krize Karşı Köy
8 Ütopyanın Sonu mu?
Teşekkür
OKUMA PARÇASI

Sunuş, Alberto Garzon Espinosa, s. 13-17

Bugün İspanya’da yaklaşık 6 milyon işsiz var. Bunlardan 1,5 milyon kadarı Endülüslü kadın ve erkekler; 1.700.000’den fazlası ise 30 yaşından küçük. Bu feci veriler, bugünkü ekonomik krizi, 1930’ lu yıllardaki Büyük Buhran’dan bu yana gördüğümüz en ağır kriz olarak tanımlamamıza yol açıyor. Vatandaşlarına iş sağlamaktan bile aciz ekonomik bir sistemin, kapitalizmin krizi.

Bu soğuk rakamların ardında barınma, eğitim, sağlık ya da kültür gibi en temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorluk çeken insanların yüzleri ve hayatları olduğunu unutmamalıyız. Kısacası, topraklarımızda doyurucu bir toplumsal hayata ulaşmanın düpedüz imkânsız değilse bile her geçen gün daha zor hale geldiğini teslim etmek gerekiyor.

Ancak bu kriz sadece ekonomik bir kriz değil; 1978’den beri İspanya’da kurulmaya çalışılan formel demokrasinin payandalarını devirmekte olan devasa siyasal krizin de işareti. Günümüzde siyasi kurumların itibar...

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

Emek Erez, "Ütopyalar gerçekleşmesi imkânsız düşler değildir", Edebiyat Haber, 25 Mayıs 2016

İnsanların düşlerinden kolay vaz geçtikleri, tarihsel hayal kırıklıkları nedeniyle daha iyi bir yaşam umutlarını kaybettikleri bir çağda yaşıyoruz. Kapitalizmin bir alternatifi olmadığının devamlı tekrar edildiği bir çağ aynı zamanda bu dönem.

Ütopyaların daha da ütopik bir hâl aldığı, dünya içerisinde kurulabilecek olan başka dünyaya olan inancın körleştirildiği, savaşın, ölümün yaşamın hep merkezinde olduğu, güncel siyasetin içerisinde kaybolup gittiğimiz şu günlerde umut hiç mi yok sorusuna cevap olabilecek bir kitap geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Dan Hancox’un Dünyaya Kafa Tutan Köy adlı kitabından bahsediyorum.

Kitap İspanya’da bir Endülüs köyü olan Marinaleda’dan söz ediyor. Marinaleda gerçekleşmiş bir ütopya, direnişle nelerin kazanılabileceğini gösteren bir örnek olarak çıkıyor karşımıza ve düşlere önem vermenin kıymetini hatırlatıyor. Han...

Devamını görmek için bkz.

Halim Şafak, "Gülle ekmeğin polissiz köyü", Evrensel Gazetesi, 13 Haziran 2016

İnsan baştan beri yaşadığı dünyaya bakarak bireysel ve toplumsal hayaller kurdu, düşler gördü. Hayatı yaşarken bunu çoğu zaman açık gizli amacı olarak kabul edip mücadele etti, direndi. Düşlediği gelecek hayali için bireysel ya da örgütlü olarak isyan etti. Bir yandan da bu hayalinden yola çıkarak yaşadığı dünyada geçici ya da kalıcı tam bir özgürlüğün talep edilip yaşandığı alanlar oluşturdu ve bunları her şart altında politikleştirdi, politik talepler haline de getirdi. Böylelikle hiçbir yer, hayali bir yer, yok yer ya da ütopya diye adlandırdığımız gelecek proje ve tasarımlarının bir ucundan gelecekten önce yerelde ya da dünya ölçeğinde deneyimlemeye, yaşamaya ve yaşatmaya çalıştı.

Gezi Parkı bu yüzden Todd May’ın “canlandırma” dediği şeyin en somut halinin yaşandığı yer olmasından dolayı dünyanın ilgisini çekti ve başka canlandırmaları kışkırttı, kışkırtıyor. Gezi Parkı bug...

Devamını görmek için bkz.

Ali Bulunmaz, "Başka türlü bir köy: Marinaleda", K24, 23 Haziran 2016

Dünyaya Kafa Tutan Köy kitabını karıştırmaya başladığınızda, Dan Hancox’un Camus’nün bir sözüne yer verdiğini göreceksiniz: “Başkaldıran insanın anavatanı, en büyük başyapıtların imkânsıza karşı haykırışlar olduğu yer…” Aslında bu söz, Camus’nün İspanya sevgisini ve ülkeye duyduğu saygıyı gösteren anlamlı ve küçük bir örnek.

Camus, İspanya’yı, İkinci Dünya Savaşı’nın provası sayılan iç savaş öncesinde takibe almıştı. Ülkedeki gerilim had safhaya ulaşıp Hitler’le Mussolini’nin Falanj’a destek atmasıyla sol kesimin ve Cumhuriyetçilerin üzerinde baskı kurularak katliamlara girişilince Camus, yeraltı direniş örgütlerine sahip çıkan yazılar yazdı, eylemlerin içinde oldu. Hatta Asturya’da İsyan adlı oyunu, İspanya’ya duyduğu sevgi sonucu ortaya çıktı. 1936’da yayımlanan oyunda Camus, metaforlarla ilerliyor ve o dönem İspanyası’ndan kesitler sunuyordu. “Albert Camus’nün Tiyat...

Devamını görmek için bkz.

Halim Şafak, "Dünyaya Kafa Tutan Köy", Bireylikler Dergisi, Temmuz-Ağustos 2016

Yaşadığımız zaman kapitalizme eklenmiş muhafazakârlığın çağı olduğu kadar buna karşı gelen eylem ve direnişleri de kışkırtan yerel eylem ve direnişlerin de çağıdır. Başlangıçta daha çok çevreyi ve şehri savunan bugün de benzer özellikler gösteren yerel direnişlerin bugünü ve geleceği belirleyeceği hem genel hem de küresel düzeyde başka yerel ya da değil eylem ve direnişleri kışkırtacağı muhakkak söylenmelidir.

Dünyanın bir anda değişmesinin ve dönüşmesinin mümkün olmadığını ve bunun oldukça uzun zaman istediğini hatta büyük ölçüde daha ilerilerde duran bir gelecek hayali ve projesi olduğunu bildiğimize göre yerel direniş ve eylemlerle yaşadığımız dünyayı onu kastedenlere karşı hem savunup hem de kendimize yaşama alanları oluşturabiliriz.

Kaldı ki yerel direnişler Teodor Kazinski’nin sözünü ettiği dünyaya rağmen dünyanın içinde yaşayabileceğimiz özgürlük alanlarının mümk...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X