ISBN13 978-605-316-011-3
11.5x16.5 cm, 450 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Nalân Mahsereci, "Okurken (zihnimizde) ne görürüz?", Bilim ve Gelecek Kitapçıl, Nisan 2016

Bu yazıyı, kendi zihninize bakmakta kullanacağınız bir gözlem yönergesi olarak da okuyabilirsiniz; bilincin kendini incelemesi ne kadar mümkünse tabii. Okurları üzerinde bu etkiyi yaratan bir kitabın izini süreceğiz çünkü.

Bir an gözlerinizi kapayarak, okuyan birini hayalinizde canlandırabilir misiniz?.. Zihninize odaklanalım: Erkek mi, kadın mı; ne giymiş, nasıl oturuyor, yoksa ayakta mı? Gözleri ne renk, saçları nasıl? Ne okuduğunu görebiliyor musunuz? Nerede okuduğunu? Sahne ne kadar ayrıntılı? Peki, okurun zihnine zumlayabiliyor musunuz? Zihninde neler canlanıyor olabileceğini, zihninizde canlandırabiliyor musunuz?

Peter Mendelsund sıkı bir okur. Felsefe ve edebiyat eğitimi almış bir kitap tasarımcısı. Kapakları tasarlarken, içeriğin görselleşmiş en yalın halini arıyor. Bu uğraşısından doğmuş olduğunu tahmin etmenin yanıltmayacağı bir sorunun peşine düşmüş: Okurken ne görürüz? Mendelsund yanıtı, görsellikle iç içe dokuduğu Okurken Ne Görürüz? kitabında ararken, okuma deneyimini çok yönlü, yer yer nörobilimsel boyutlar kazanan bir araştırmaya dönüştürüyor. Ve okurunu kendi okuyan zihnine bakmaya kışkırtıyor.

Sevdiğiniz bir kitabın kahramanını fiziksel olarak tarif etmenizi istiyor örneğin. Bunu yapmanın hiç de sandığınız kadar kolay olmayacağı konusunda uyarıyor: “Yakından bakmaya çalıştıkça uzağa kaçacaklarını” söylüyor. Kalakalacağınızı bile bile, “Burnu nasıldı?” diye soruveriyor. Kahramanların fiziksel özelliklerinden ziyade, davranışları ve karakterlerini betimleme eğiliminde olduğumuzu gösteriyor. Neden? Yazarları tarafından genellikle ayrıntılı tarif edilmediklerinden mi? Eylemleri hayal etmek daha kolayımıza geldiğinden mi? Yoksa görüntüler anlamın gölgesinde kaldığından mı? Ama zihinsel içeriğimizin bir bölümü resimlere dayalı gibi görünüyor. Ya anlamlar, onlar görülebilir şeyler mi?..

Peki sizce aynı kitabı okuyan bütün zihinlerde, aynı kahraman mı dolaşıyor? Yazarın anlatımları ne kadar belirliyor zihnimizde biçimleneni? Yazarın anlattığı ile zihnimizde canlanan, aynı ağaç mı? Nehir, aynı nehir mi? Mendelsund’un dönüp dolaşıp geldiği sorulardan biri bu: Yazarın yazarken zihninde gördüğüyle, bizim okurken zihnimizde gördüğümüz ne kadar örtüşüyor?

Yazarların ustalaşırken erdiği bir sırra, Mendelsund da okumanın zihnimizde yol açtığı görsel deneyimi irdeleyerek ulaşıyor: Her okuma bir tercümedir! Okuduklarımızı kendimize tercüme ederiz. Sözcükler belleğimizdeki bağlamlarıyla hayat bulur zihnimizde. “Bir kurmacadaki olayları ve dekorları zihinde canlandırmak bizi farkında olmadan geçmişimize bakmaya yöneltir.” Yazarın betimlediği ağaç zihnimizde canlanırken belleğimizde yer etmiş bütün ağaç görüntülerini çağırır. Bir vakitler gövdesine yaslanıp hayaller kurduğumuz, üzerine tırmanıp meyve aradığımız, dallarından inen salıncakta sallandığımız, hışırdayan yapraklarıyla huzur bulduğumuz bütün ağaçlarımızdan izler taşır. Her okuma bir performanstır bu bağlamda; yazarın yönlendirmeleriyle yaratılan, okurun “kişisel” gösterisi.

Peki hayal gücümüz belleğimizden besleniyor ve onunla iç içe gelişiyorsa; hayal gücü belleğin kendisidir diyebilir miyiz? Mendelsund nörobilimin alanına giren böylesi temel sorular soruyor ve çıkarımlar da yapıyor yer yer. Rüya, halüsinasyon, gerçeğe uygun algı ve okurkenki hayal gücü yaşantılarını, faillik, canlılık, özbilinç ve zihinden bağımsız nesneler üzerindeki etki açısından grafikleştirerek karşılaştırmaya girişiyor, örneğin. Elbette bunları değerlendirmek nörobilimcilere düşer, ama değinilenlerin bilimsel merakı durmadan dürttüğünü söyleyebilirim.

Örneğin şu: “… fırfırlı deniz yosunlarından tuz ve ot kokusu yükselirken…”

Bu cümleyi okuduğunuzda, tuz ve ot kokusunu alabiliyor musunuz? Ben bu cümleyi okurken, bir şeyler duyumsadığımı sanıyorum. Ama ne? Mendelsund’un sorduğu gibi, kokuları hayal edebilir miyiz? Daha genelde, duyularımızı hayalimizde canlandırabilir miyiz, düşünsel yolla yaşayabilir miyiz? Acı çektiğimizi hayal ettiğimizde, acıyı hisseder miyiz diyelim ki?

Mendelsund benzer sorulara yanıtı nörolog bir arkadaşında arıyor. Uzman görüşüne göre, şiddetli acı, kaşıntı, koku alma gibi duyumları zihnimizde yoğun bir biçimde canlandırıp hissedemeyiz. Ancak, kendimizi zorlayarak bu deneyimlerin küçük bir parçasını, duyusal değil, düşünsel bir yolla yaşayabiliriz. Bunun nedeni bu duyu sistemlerinin canlılık tarihinde en erken gelişmiş, ilkel sistemlerimiz olmasıdır. İlkel duyular hayatta kalmamız için çok önemlidir. Bize “kaç” ya da “kovala” uyarısı yaparlar. Beden durduk yere, ortada gerçek bir durum yokken; tehlike, yiyecek veya tanıdık birinin kokusunu alma deneyimini yaratabilmemizi istemez. Çünkü bu yanlış alarm olur ve o doğrultuda harekete geçmenin de ölüm/ kalımsal bir bedeli vardır.

Yazarın sorularını ilerletmek doğal bir okur hakkı. Açtığı yoldan devam edelim: “Yosunların tuz ve ot kokusunu okuduğumda”, zihnimde o koku canlanırken yaşadığım tam olarak nedir? O kokuyu düşünmek mi? Yoksa anımsamak mı? Yoksa bu iki eylem, zihin pratiği açısından aynı şeyler mi?

Mendelsund’un zihinlerimizi mercek altına almamıza yol açacak daha pek çok doğurgan sorusu var. Birkaç tane daha:

– Resim çizme egzersizi gibi hayal etme egzersizi yapabilir misiniz?

– Okurken karakterlerin sesini duyar mısınız? Onları seslendiren kendi sesiniz midir?

– Okurken zihninizde beliren sahneleri nereden görürsünüz? Gözleriniz kamera olsa, sahnenin neresinde durur? Anlatıcının gözünde mi? Yoksa yanında ya da üstünde mi? Yoksa, esnek bir biçimde her yeri dolaşır mı?

Bu yamanlığı yalınlığıyla örtülü, bir ucu nörobilime açılan soruların kimisi kitapta yanıt buluyor; kimisi ise okurların zihinlerine atılmış merak tohumlarına dönüşüyor. Ama endişelenmeyin, Mendelsund kitabın yola çıkış sorusu olan Okurken ne görürüz?’ü ortada bırakmış değil; adım adım yanıtına doğru yaklaştırıyor. Final bölümünün başlığını söyleyerek, son merak tohumunu da atalım: “Bulanık”.

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X