ISBN13 978-975-342-372-4
13x19,5 cm, 264 s.
Yazar Hakkında
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Yazarın Metis Yayınları'ndaki
diğer kitapları
Har, 2006
Bazuka, 2011
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Haydar Ergülen, “'Tol', şiir!”, Radikal, 13 Kasım 2002

Yıldırım Türker'in roman dediğine ben şiir derim, hele bu enflasyonda! O, roman diyorsa, sonunda ünlem olsun olmasın, hepimize dokunan, bizi aramızda biraz daha azaltan, yokluğun ve hiçliğin dilini (var mıdır) şımartan bir kitaptan (defter, mektup, bakış, hatıra, yani suçsuzluk kâğıdı) söz ediyordur mutlaka. Bu da bana şiir gibi gelir, ben Tol'a şiir derim. Bilirim şimdi bazı az kitaplar için şiir de roman da aynı şey demeye gelir: İtiraz dilde sürmektedir ve kendini toparlayamadan, kelimeleri bir cümlede örgütleyemeden, çarpıcı bir başlangıç yapmadığı gibi vurucu bir bitirişle de bağlamadığı için, dünyayı ve hayatı roman gibi seyreden (okuyan) muhterem çokokurların kuvvetli alkışlarını alamadan, eee insan kendini her zaman yunmuş, arınmış ve aydınlanmış hissedemiyor, pazar öğle sonu, sonu başından belli 'hayatı seviyorum' filmlerine gidip dönüşte bitki çayı içmeye benzemiyor hayat, ve elbette Tol, yani itiraz sürüyor.

Murat Uyurkulak'ın Tol romanı (şiiri) için 3 Kasım 2002 pazar günkü Radikal İki'de, Yıldırım Türker'in yazdığı yazıyı mutlaka okuyun, ister romandan önce, ister sonra. Bazı yazılar, bazı kitaplardan aldığımız tadı daha da benzersiz kılarlar, çünkü kitap tanıtma yazısı değildir onlar, Tol'un da romana gelinceye kadar her şey ve hiçbir şey olduğu gibi. Tol, şiirdir, çünkü şiirsel bir dili ve şairane bir üslubu yoktur, bizzat şiirdir, çünkü "Devrim, vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi"r, hâlâ, ve 'ruhuna bir hayat yakıştıramamış', şimdi, bütün çocukların sır kitabıdır. Hayret ve hayranlık kitabımızdır, o yüzden Ülkü Tamer'in dizeleriyle "Ben sana teşekkür ederim" Murat Uyurkulak Tol için.

Didem Madak'ın şiirleri de biraz Tol gibidir, sanki hiçbir kelime şiiri 'muktedir' kılmaya yetmesin diye yazılıyor gibidir. Ne tuhaf, Tol'u okumaya başladığımda aklıma Didem Madak'ın Grapon Kâğıtları ve şimdi Ah'lar Ağacı'nda topladığı şiirleri gelmişti. Tol'da Didem Madak'a rastladım sonra. Tol'un 'bütünleşmeyecek' yapısı, kurgusu, konusu, dili bizi hangi yolculuklara çıkaramıyorsa, ki yol yoktur yolcudan başka, Didem Madak'ın şiirleri de öyle, deliksiz bir uyku değil, parçalı, uykulu şeyler: "Heceleme beni artık Allahım/ Bırak okumaksız kalayım" derken öyle de. "Kaç metredir benim yokluğum?/ Benden daha çok var sanmıştım./ Benim yokluğumdan dünyaya/ Bir elbise çıkar sanmıştım./ Dünyanın çıplaklığına bakmaya utanmadan/ sonunda ben de alıştım" derken yekpare parçalanmış bir rüya yok mu burada?

Osman Akınhay Gün Ağarmasa romanında 'nasıl bir insan olarak öleceğim?' sorusunu soruyor 'ölümü seçen çocuklar'ın gecesinden eski uzun geceye giderek. Şimdi burada mıyız? Şimdiye hiç geldik mi? Nasıl bir insan olarak yaşadığımızı biliyor muyuz? Bunların yanıtını aramak için geçen ve çoğu kez yetmeyen gençömürlerin toplamı hep eksik çıkar, eksiye çıkar ve sonunda roman, hayat, yazı, şiir hepsi birbirine karışır, 'keşke yazılmasaydı!' dersin: Yazı. Neyse yazı? Yaşamak ağırdır ya bazı şeyleri, bazen okumak daha da ağır gelir. Yazı ağırdır çünkü. Kimin yazısı? Vaktiyle bir ihtimal olarak ruhuna bir hayat yakıştırmaya çalışanların yazısı elbette. Osman Akınhay, üzgün kelimeler seçmemeye çalışsa da, bizi daha fazla üzmemek için, ne diyelim, 'hiç kimse yetişemez bizim suçsuzluğumuza' (Cemal Süreya) sayılsın üzgünlüğümüz.

Suçsuzluktan mıdır susuzluk çekmemiz, roman, şiir, hayat, geldik yine kum yazıya: Her mektup çöle düşüyor, her yazı Kerbela!

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X