13x19,5 cm, 256 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Saffet Günersel, "Yazar Üstüne", s. 7-9

Sir Arthur Conan Doyle (1859-1934)

Polis romanları tarihine bakacak olursak, nouvelle tarzında bir atılımda bulunan ve bu boşluğu dolduran yazar, hiç şüphesiz Arthur Conan Doyle olmuştur. Kendisi koyu katolik bir aileden gelmekteydi; babası meşhur bir sanatçı ve karikatüristti.

Doyle, Edinburgh'da tıp tahsil etti. Cerrahi hocası Dr. Bell'in zararsız bir merakı vardı: Hastanın karşısına geçen talebelerinden, belirli ipuçlarına dayanarak –örneğin ellerin durumu, giysilerin kullanılışı, bakışların anlamı vb.– onların alışkanlıklarını ve mesleklerini bulmalarını isterdi. Gerek babası, gerekse öğretmeni, Conan Doyle'un öykülerine bilmeden büyük katkıda bulundular.

Aslında bir centilmen olan Conan Doyle'un özel kişiliği, Britanyalı okuyucularının gönüllerini fethetmekte önemli bir rol oynadı. Doyle'un çok zengin oluşu ile iyimserliği, halkın ağzından düşmedi. Adaletin yerini bulması uğruna tüm gücüyle çalıştı. Cinayet suçuyla on sekiz yıla mahkûm olmuş bir adam, son ümidinin Conan Doyle olduğuna inanmıştı; tahliye edilmekte olan hapishane arkadaşının ağzının içine yerleştirilmiş mektubunu Conan Doyle'a gönderdi. Doyle da, o mahkûmun suçsuzluğunu kanıtlayıncaya kadar uğraştı.

Doyle, Edgar Allan Poe'yu incelemiş miydi bilemiyoruz ama mümkündür. Her ikisinin dedektif öykülerinin aynı tipte oldukları bir gerçektir.

İlk Sherlock Holmes maceralarını 1887'de yazdı: Sherlock Holmes tipi ilk kez A Study in Scarlet (Kızıl Leke) adlı kitabında karşımıza çıktı. Halkın tepkisi, bir bebeğin süt şişesine saldırması gibi oldu. Oysa Doyle, sadece altı hikâye yazmak niyetindeydi. Ancak bunlar yayınlandığında, yayınevleri peşini bırakmaz oldu. Doyle, Holmes'ü sevmiyordu. Aslında tarihi romanlar yazmak istiyordu. Ne var ki Sherlock Holmes, yolunun üstüne çıkmıştı; ondan bir türlü kurtulamıyordu. Önce yayınevlerinden inanılmaz derecede yüksek ücret isteyerek onları yıldırmak istedi. Oysa ki yayıncılar ona, istediği ücreti verdikleri gibi daha da fazlasını teklif ettiler. Ne yapacağını bilemeyen Doyle, maceralarından birinde Holmes'ü Reichenbach Şelalesi'nden düşürtüp öldürdü. Bu olay, bütün İngiltere için ulusal bir yas günü oldu. Doyle'u bir sadist, bir katil ve bir vatan haini olmakla suçladılar; binlerce genç, kollarında yas işareti olarak siyah şerit takarak şehir sokaklarında dolaştı. Sonunda Doyle, Holmes'ü yeniden hayata döndürmek zorunda kaldı. Ancak Birinci Dünya Savaşı'nda, Holmes'ü öldürebildi.

İlk hikâyeler teknik bakımdan oldukça başarılıydı. Burada Poe'nun Trio'suna tekrar rastlarız: sırf merak dürtüsüyle cinayetin üzerine eğilen büyük centilmen, okuyucunun da aklından geçen soruları yönelten iş arkadaşı (unutulmaz Dr. Watson) ve de Scotland Yard'ın yeteneksiz polis müfettişi Lestrade.

Doyle öykülerinin çoğunu, belli durumlar karşısındaki alışılmış akıl yürütme yollarını sık sık tersine çevirerek geliştirmektedir. Bunun en hoş örneklerinden birinde Holmes, köpeğin geceyarısı alışılagelmemiş davranışından söz açar. Watson ise buna karşı çıkarak köpeğin bütün gece hiçbir şey yapmadığını, hatta havlamadığını ileri sürer. O zaman Holmes, işte köpeğin hiçbir şey yapmamış olmasının alışılagelmişin dışında bir durum olduğuna dikkat çeker.

Sherlock Holmes maceralarında, geleneklerine bağlı kalan İngiliz toplumunun eşsiz panoramasını görürüz: Lord'lardan tutun da, manavlara varıncaya kadar. Keza Londra'nın karanlık sokaklarından, aristokratların barındıkları şatolara kadar...

Doyle'un üslubu da incelenmeye değer. Ayrıntılara verdiği önemle "çağdaş" bir yazar sayılabilir. Doyle'un diyaloglarında sık sık rastlanan kısalık ve ekonomiklik, modern tiyatronun bazı ünlü yazarlarını akla getirir. Öte yandan, İngilizcesi bu çeviride tercih ettiğimiz anlatıma göre bir nebze daha resmidir, gene esprili olsa da. Bu derlemede Doyle'un on üç öyküsünü biraraya getirdik. Tabii ki on üç rakamı sadece rastlantı; hiçbir şeyin ipucu değil. Akıcı ve güzel hazırlanmış olmalarından etkilenerek, Almanca basımların öykü düzenlerini temel aldık.

Conan Doyle, başlangıçta tarihi romanlar yazdı: The Explois of Brigadier Gerard (1869), Rodney Stone (1896) ve Sir Nigel (1900).

1887'de yazdığı A Study in Scarlet'i, The Sign of Four (Dörtlerin İşareti, 1889) ve The Adventures of Sherlock Holmes (Sherlock Holmes'ün Maceraları, 1892) takip etti.

Bundan sonra sırasıyla The Memoirs of Sherlock Holmes (Sherlock Holmes'ün Anıları, 1893), The Hound of the Baskervilles (Baskervillerin Köpeği, 1902), The Return of Sherlock Holmes (Sherlock Holmes'ün Dönüşü, 1905) adlı kitapları yazdı. Son olarak 1927'de The Case Book of Sherlock Holmes (Sherlock Holmes'ün Not Defteri) yayımlandı.

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X