ISBN13 978-605-316-282-7
13x19,5 cm, 248 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Geştalt Kuramı: Bir “Nazariye”nin Mazisi, Akameti ve Akıbeti, s. 15-16

Bu bölümün başlıca amacı, çok yaygın şekilde yanlış anlaşılmış ve yanlış alıntılanmış Geştalt [1] kuramının gerçekte ne olduğunu ve ne olmadığını mümkün mertebe kapsamlı bir şekilde aktarmaktır. Bu ilginç ve neredeyse esrarengiz kuram 1910’ların Almanyası’nda psikoloji alanında ortaya çıkar. Kurucularının öne sürdükleri çarpıcı önermelerle 1920’lerde neredeyse Wilhelm Wundt’un yapısalcılık ve Anglo-Amerikan işlevcilik (ile ona dahil olan davranışçılık) ekolünün yerine geçecekken, 1950’lerin sonlarında adım adım anaakım psikolojiye nüfuz eden “bilişsel devrim” ve onun “bilgisayar metaforu” karşısında kırpılmış ve çarpıtılmış bir kuram olarak bilişsel devrim tarafından adeta “yutulur”. Amacımız bir tarih çalışması yapmak olmadığı için kuramın tarihsel tarafı ancak ana hatlarıyla aktarılacaktır. Bu kuramı yeniden etraflıca ele almamıza yol açan iki ana etken olmuştur. Bunlardan biri, psikoloji tarihi içinde bu kurama dair aktarılagelen bilgilerin (özellikle sunulan çarpıcı görsel örnekleriyle) bir yandan merak uyandırırken bir yandan ise “havada” kalmalarıdır. Bir diğer etken de, bu ilginç ve günümüzden bakıldığında “muamma” dolu kuramın ortaya çıkışı ve anaakım psikoloji araştırmalarının odağından 1960’larla birlikte adım adım kayboluşunun üzerinden bunca zamanın geçmesine rağmen bir türlü tam olarak da “tarihin tozlu sayfaları” arasına gömülememesidir. Bunun belki de en güçlü göstergesi, 2012’de kuramın yüzüncü yılı nedeniyle Wagemans ve arkadaşlarının zamanın Geştalt kuramının ana önermeleri üzerine bir anma yazısından çok bir “hatırlatma” yazısı yazmış olmalarıdır. Konunun genişliği ve günümüzdeki karşılıkların çokluğu nedeniyle Wagemans’ın iki farklı ekiple yazdığı bu makale dizisinin biri yaklaşık 90 sayfa, diğeri 35 sayfadır. Buradan da anlıyoruz ki Geştalt kuramı, örneğin yine 20. yüzyılın bir dönem ana eksen kuramı olmuş olan davranışçılık ekolünden farklı olarak, bir türlü “maziye gömülememektedir”. Bu saydığım iki ana etken bana bu kuramın, psikoloji tarihi kitaplarında sunulan bilgilerin ötesinde incelenmeyi hak ettiğini düşündürdü.

Notlar


[1] Gestalt Almanca bir sözcüktür, İngilizce ve birçok başka dilde sözcük doğrudan Almanca haliyle kullanılır çünkü barındırdığı anlam zenginliği bakımından tam tercümesi zor bir kavramdır. Genel hatlarıyla “şekil”, “form”, “oluşum” anlamını taşır ve tüm bu anlam katmanlarını barındırması nedeniyle dilimizdeki Arapça kökenli “teşekkül” ile güçlü derecede örtüşür. Sözcüğün doğru okunması için tüm kitap boyunca Türkçe “ş” harfi kullanılacaktır. Ülkemizde “Geştalt” tabirinin disiplinler ötesi bir yaygınlığı olduğuna, yalnızca psikoloji veya tasarım, mimarlık veya müzik alanlarında değil tıptan tarihe kadar birçok alanda bu sözcüğe dair şaşırtıcı bir aşinalığın olduğuna tanık oldum. Ancak nedense bu Almanca sözcük Türkçede GEştalt olarak okunuyor, oysa bu sözcük, ağırlıklı olarak birinci heceyi vurgulayan bir dil olsa da, Almancada GeŞTALT olarak okunur çünkü “ge-” basit, anlam taşımayan bir önektir, asıl anlamı taşıyan kısım ikinci kısımdır. İngilizcede bu vurgu hatası yapılmamaktadır, Türkçeye bu vurgu hatasının nereden geldiği ise bir muamma... Metne dön.

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X