ISBN13 978-975-342-352-6
16x21 cm, 181 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Rasih Yılmaz, “Tecrit odasında ‘Sessiz Ölüm’”, Zaman, 18 Ocak 2002

Hüseyin Karabey’in "Sessiz Ölüm” filmi, F tipi cezaevleri ile gündemi uzun süredir işgal eden “tecrit odası” uygulamasını ele alıyor. Başta bilimsel bir yöntemi benimseyen yönetmen, giderek tarafsızlığını yitiriyor.

“Sessiz Ölüm” Türkiye’de ticari sinemalarda gösterime giren ilk belgesel film. Hem yönetmen hem de senarist olarak Hüseyin Karabey imzası taşıyan "Sessiz Ölüm", F tipi cezaevleri ile gündeme gelen ‘tecrit’ kavramını irdeliyor. Aslında F tipi cezaevleri son birkaç yıldır ülke gündeminden bir türlü düşmüyor. Emniyet güçlerinin geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği cezaevi operasyonlarının ardından ortaya atılan iddiaların yanı sıra mahkumların içer de, destekçilerinin ise dışarıda başlattıkları ölüm oruçlarının sonuçları, anlaşılan ‘tecrit’ kavramının daha çok zaman tartışılmasına sebep olacak. Zaten filmin ortaya çıkma sebebi de bu konuda kamuoyu oluşmasında etkili olabilmek. Başlangıçta yönetmen Karabey ‘tecrit’ olayını tamamen bilimsel bir temele dayandırmış. Bunu yaparken de “Avrupa standartları”na ulaşılması için inşa edilen F tipi cezaevlerinin Avrupalı “asılları”nın mahkûmlar üzerinde meydana getirdiği etkileri sorgulama yolunu tercih etmiş. Ancak kısa bir süre sonra dengeyi yitirmiş. Taraf olan yönetmenin denge gözetmesinin söz konusu olamayacağı düşüncesi hemen akla gelebilir; fakat fikirlerinizi ‘diğerleri’ne dayatmadığınız sürece dinlenme şansına sahip olabilirsiniz, tezini de gözardı etmemek gerek.

Karabey, konu ile ilgili olarak, iç yapıya mesaj veren yurtdışı kökenli bir araştırmaya girişmiş: İspanya’dan (ayrılıkçı terör örgütü kabul edilen) ETA ve Baskçılarla, İtalya’dan Kızıl Tugay mensuplarıyla, İngilitere’ye karşı Kuzey İrlanda için savaşan IRA militanlarıyla, Almanya’dan ise bir zamanların etkin sol grubu RAF için eylemde bulunan ve uzun süre hapiste kalmış olan bazı örgüt üyeleriyle ‘tecrit’ üzerine söyleşiler yaparak, tecridi yaşamış bu insanların duygularını bütün çıplaklığıyla aktarmış. Ayrıca mahkumların tanıklıkları yanında, hukukçu ve psikologların da görüşlerine yer verirken, konuşan kişilerin siyasal suçlu olduklarını, bilinçaltına yaptığı göndermelerle vurgulamış. Yönetmen, belgeselin gerçekliğine sinema diliyle katkı sağlamak için de hücreye konmuş bir mahkumun ruh halini gözler önüne sererek izleyicinin filme duygusal anlamda da katılmasını arzulamış. Amerika’daki özel bir hapishanede, zincire vurulup mezar kazma işinde çalıştırılarak cezalandırılan kadın mahkumların geçirdiği bir günün görüntülerinin ortaya koyduğu içler acısı durumla da pararel bir kurgu hedeflemiş. Hücrelerde cezasını tamamlayan mahkumların sık sık intihar ettiği tezini çürütmek istercesine de ölümleri hükümetlerin işlettiği bir cinayet vakası olarak gösterip oldukça iddialı bir söyleme girişmiş. Bunu yaparken de sürekli aydınlatılan bir hücre içerisinde kıvranan mahkumun dışarıyla her tür ilişkisinin kesilmesiyle birlikte, zaman kavramını bile yitirmesini bütün iç acıtıcı haliyle perdeye yansıtmış. Hüseyin Karabey, “Sessiz Ölüm”ü içinde bol bol mavzer kelimesi geçen sol patentli bir marş eşliğinde, Tv kanallarından alınan “Hayata Dönüş” operasyonu görüntüleriyle sona erdirmiş.

DVD formatında seyirciye sunulan "Sessiz Ölüm"ün bizce ‘kötü’sü yok! Çünkü mahkumların tamamen masumluğu üzerinde yoğunlaşılmış. İnsanî beklentiler üst düzeyde tutulurken, yasa koyucuların tecride maruz bıraktıkları suçluları sanki sebepsiz yere dört duvar arasına sıkıştırdığı izlenimi uyandırılmaya çalışılmış. Oysaki anlatılan eylem şekillerinin hiç de masumca hesapların ürünü olmadığını diyaloglardan anlıyorsunuz. Zaten yönetmenin finalde düştüğü hata da bunun en büyük belirtisi. Ortak bir paydada buluşmak isteyen bir bakış açısı olması gerekirken tahrik cümleleri içeren bir ‘marş’ın meydana getireceği duygusal yenilgiye izin verilmesi "Sessiz Ölüm"ü amacının dışına çıkarmış.

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X