ISBN13 978-975-342-714-2
13x19,5 cm, 160 s.
Yazar Hakkında
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Yazarın Metis Yayınları'ndaki
diğer kitapları
Kırmızının Otobiyografisi, 2012
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Anita Sezgener, "‘Kocanın Güzelliği’: ‘ses’li bir arzu jesti", Yasakmeyve Dergisi, Temmuz/Ağustos 2011

“İnsan kalmak bir sınırı aşmaktır.”

Anne Carson

böğürtlenler

“girdi aramıza tercüme etmeyi

hiç öğrenemeyeceğimiz-

pas tadı”

Bir ağaca bir sincap çıktı mı bir sincap ağaca çıktı gibi doğal bir söyleme olurdu, peki bir ağaç bir sincapla ne yapar sorusu “kelimelerle şeyleri aslında ne bağlar” sorusuyla birleşince, 29 TANGODA KURGUSAL BİR DENEME altbaşlığı işleri daha da zorlaştırabilir; belki de sincap ağaçtan inecek ve kuzey yönünde hızla koşmaya başlayacak bir kadın sesi duyup da. Sadece sincapların gitmesi vardır seslerin peşinden, yetişmesi tüm mümkünlere doğru, vardır. Bir kitaba yakınlaşma sorusu, bir çocuğun her an yolun ortasına fırlaması (gibi) tedirgin. Bir ‘gibi’nin bir cümleyi kurtarma gücüne sığınarak açılır yazı.

“Tanrının boş mutfağında kafeslerinden çıkan tavuskuşları gibi.”

böğürtlen tadındaki kurgu için tüm duyularımızı birer birer bilememiz sabahın olmasında (gibi) geceyi unutmamız. kurguların arasına yerleşen günışığı yapması John Keats’den alıntıların açıklanmasıyla zindelenir:

“BİR KİTABIN ÖZGÜR KALMASI İÇİN İTHAFIN KUSURLU OLMASI GEREKTİĞİNDEN BİR DE KEATS’İN GÜZELLİĞE DAİMA TESLİM OLMASI SEBEBİYLE BU KİTABI KEATS’E İTHAF EDİYORUM (KEATS’İN DOKTOR OLDUĞUNU BANA SEN Mİ SÖYLEMİŞTİN?”)

29 bölümün her biri Keats’den bir epigrafla açılır, hem bir estet hem de cinsellik temasına tutkun bir romantik olan Keats’de olduğu gibi, ‘Kocanın Güzelliği’nde de dilin fiziksel dünya ile hayalgücünün dünyası arasında salınması ve yüksek bir çiti aşması vardır. Dil arzunun aracıdır artık.

Keats’in “güzellik hakikattir; hakikat de güzellik, / tüm bilmemiz gereken /

yeryüzünde, işte bu” dizeleriyle yapılan bu naratif dansta keskin bir ironi duyarız.

Stop.

2

ses

“Kadının sesinde bir ihlal edilmişlik. Dün gece neredeydin.”

Biraz önce duyduğunuz sesi yadırgadınız. Şehrin (polis) duvarlarına çarpan bir çığlık cesaretinizi kırdı. Birden, ‘SESSİZ OL” diye seslediniz. Solon’un yasağına uydunuz.

Bir kadının sesinden yayılan delilik ‘gibi” saydınız. Homeros Odysseia’da ak kollu Nausikaa ve hizmetçilerini, top oynamaya dursunlar onlar, elinde oku Artemis’e koca Taygetos dağları boyunca eşlik eden kalkanlı Nympheler’e benzetti. Onlar ‘çığrışan’lardı. Oysa o dönemde Yunanlı kadınlar erkeklerin kulak mesafesinde bağıramazdı. Pitagoras’ın eşinin kolu kamuya açık değildi, ne de sesi. Çünkü sesinden duyardınız birinin duygularını ve huyunu.

Dişi sesi canavarlıkla, ölümle ve düzensizlikle özdeşleştirdiniz.

Koca’lar Antik Yunan’da eşlerine ve metreslerine ölçülü ve kontollü olma erdemi anlamına gelen sophrosyne’i öğütledi, yani bir çeşit dilden kesilmeyi.

Stop.

3

kan

“oyuncuların bir eli pas geçmesi gibi,

şayet bu bir oyunsa, şayet kuralları biliyorlarsa,

ki öyleydi ve biliyorlardı.”

Tango kelimesinin Latince dokunmak anlamına gelen tangere fiilinden türediği bir melankolisi vardır, tavuskuşu bir hali. ‘Kocanın Güzelliği’nin 29 tangoda denenmesi, dokunmaktan kesilmiş ama ‘dilden kesilmemiş’ bir telafi arayışıdır. Evlilik tango gibi sonuna kadar edilmesi gerekli görünen bir danstır, akışkanlığı vardır.

Tango sesi çağırır, ses dokunmayı.

Arzu ile arzulanan arasındaki dans, dile gelince de, belirsiz ve acı dolu olmaya devam etmiyor mudur?

“Dans masumiyettir, çünkü bedenden önceki bedendir. Unutuştur, çünkü kısıtlılığını, ağırlığını unutan bedendir."diyen A. Badiou’ya kulak verebiliriz burada.

Tarihin bir karakter olarak bedenlenmesi, bir düzlemde akan evliliğin irkiltici anlatımı ile diğer bir düzlemde birbirinden tamamen farklı yüzyıllardan ve kültürlerden kırık ifadeler birbirine geçirilerek yaratılır.

Otobiyografik bir kuruluş olsa da bir olayın çiğliğinden çok, o olayın nasıl olabileceği üzerine ışımalarda birinci tekil şahıs kalmaktır ‘Kocanın Güzelliği’.

“Güzellik hakikat” midir? “Bir koca güzelliğinin zarını son bir kez atıyorsa suçlu kim?”:

Arzunun sesini alıkoyan mı? Sesini kısan, kıstıran, başka bir sese izin veren mi? Dizginsiz bir ‘Homo Ludens’.

“yek vücut gibi.

Karı koca bir sınırı silebilirler.

Beyaz bir sayfa yaratarak.

Ama şimdi kan odadaki tek şey gibi görünüyor.”

Stop.

4

kan, ses ve böğürtlenler

Arzunun kendisi kanda özneleşti. Homeros, Proust, Oe ve diğerlerine yapılan göndermeler eş olarak kadını Eros’un büyüsü altında anonimleştirdiği için okur da artık bir ‘eş’tir. Ve dolayısıyla kitabın salınımı ‘okur’a doğru olacaktır ve dışarıda özneleşmeye başlayacak olan bir sürece dahil edilmeye çalışılan sincap böğürtlenlere doğru kaçar.

Kanda dener sesi böğürtlenler, yeni formları.

Anne Carson, şiirinde kullandığı sayfa boşlukları, şiirsel dizenin ritmi, kısıtlandırılması ve uzunlukları ile kurulan bir plastiklikle, varlık/yokluk, erteleme/ önceden yapma, fiziksellik / hayalgücü temalarını çağırarak arzunun besinini yaratır.

Kendinin merkezine doğru giderken, diğer tarafa geçmek (gibi), nötr olan bir duruma geçer. “Burada, kendim olmayan ama en çok da kendim olan sese yaklaştım, daha önce böyle bir seviyede ses mekanizması hiç kurmamıştım,” diye cevaplar kendisine sorulan bir soruyu Anne Carson.

Stop.

Post scriptum: İroni mi, paradoks mu?

Her çıkarılan ses biraz otobiyografikti. Her seferinde bir parça iç dışarıya yansıtılıyordu. Bunu sansürlemek ataerkil kültürün görevlerinden sayıldı.

Ve böylece insanları ikiye ayırdılar: sansürlenenler ve sansürlenmeyenler. Burada duralım, sansürlenmeyen seste.. Medusa’nın kesik boynundan fışkırdı Pegasus, hiç ses yoktu. Sesi sonradan Anne Carson koydu oraya.

“Gözlerimizi bileyip iyice yaklaşsak mı kocanın güzelliğine-

temkinle, çünkü alev alevdi.

Altında zemin yanardı,

dünya yanardı,

hakikat yanardı.”

Stop.

“Güzellik Hakikattir demek ve durmak için.

Güzelliği yemek yerine.

Yemek istemek yerine. İlk baştaki saf düşüncem buydu.

Tek bir şeyi gözden kaçırdım.

Güzellikle karşılaştığımda onun

eskimiş- kendi kalbimin içinde

çoktan yenmiş olacağını.”

Stop.

Dipsular:

Kocanın güzelliği- 29 tangoda kurgusal bir deneme /Anne Carson Metis yayınları, 2009, Çeviri: Aslı Biçen

Sesin Cinsiyeti (The Gender of Sound) / Anne Carson (Glass, Irony and God- New Directions Books-1995)

Bir “Beauty of the Husband: a fictional essay in 29 tangos by Anne Carson” okuması / Nadia Herman Colburn -The jacket magazine

Güzel ve Lanetli- Anne Carson toplamalarını yapar / Toh Hsien Min

Anne Carson ile söyleşi / Will Aitken- The Art of Poetry No. 88

Başka Bir Estetik (Düşüncenin Metaforu olarak Dans) / Alan Badiou-Metis Yayınları-2010, Çeviri: Aziz Ufuk Kılıç

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X