| ISBN13 978-605-316-005-2 | 13x19,5 cm, 248 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | 77. rüya, Satış Temsilcisi, s. 125 Karımı öldürdüm, gelişigüzel parçalara ayırıp kâğıtlara sardım, sonra da telaşla iple bağladım. Hepsi yine de kolayca taşınabilen bir karton kutunun içinde. Tek şansım bundan şarap ya da alkol yapılması. İçki imalathanesine gidiyorum. İçeride önlüklü üç genç kadının bulunduğu bir odaya kapıyı çalmadan destursuz giriyorum. Kadınların ikisi oturuyor, üçüncüsü yarım boy çift kanatlı bir kapının (kovboy filmlerindeki bar kapıları gibi) yanında ayakta. Ya göz kırpıyorum onlara, sanki tanışıyormuşuz gibi, ya da gayet vurdumduymaz bir edayla şu türden bir şey söylüyorum: – 50 kilo iyisinden kasaplık etim var! Ayakta duran genç kadın beni küçük bir bölmeye sokup mallarımı incelemeye başlıyor. Gereken bütün etiketler var paketimde, ama genç kadın temsil ettiğim firmanın Şirket’in müşterisi olmadığını ve anlaşmaya varmamızın zor olacağını iddia ediyor. Paketimden numune olarak bir sürü küçük şişe çıkarıyorum. Aslında, sıradan basit bir formaliteden ibaret olmalı bu ama, aşırı şaşkınlığım sonucu, küçük şişelerin bir türlü sonu gelmiyor: kırmızı şaraplar, beyaz şaraplar, roze şaraplar, her nevi alkol, hatta su dolu minicik bir sürahi bile var, üstelik kapağı yok – boğaz kısmından sürahiyi taşırmadan parmağını sokabiliyorsun, bu bana sıvılarda osmos ya da kılcallık olayının deneysel ispatı gibi geliyor. Bütün bu sunum beyhudeymiş: Yandaki bürodan bir adam çıkıyor ve bana eğer ismim dosyalarda yoksa başımın büyük belaya gireceğini söylüyor. |