ISBN13 978-605-316-055-7
13x19,5 cm, 208 s.
Yazar Hakkında
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Yazarın Metis Yayınları'ndaki
diğer kitapları
Kıyısız, 1997
Taş Hücre, 2000
Dalgakıran, 2003
Tahta Saplı Bıçak, 2007
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Aslı Sarıoğlu, "Hakikatin kişisel tarihi", Mesele Dergisi, 1 Aralık 2016

Bugünlerde aradığımız koyu bir balçık içindeki hakikat. Bu nedenledir sıcak evlerimizdeki kendiliğimizle kalamamamız, eksikliğimizi neyle tamamlayacağımızı bilemememiz, yetemememiz, yetişemememiz. Belki her şeyimizi feda etmeye hazır, ama en çok da kendimiz için arıyoruz hakikati. Camlar isli, güneş henüz görünmüyor. Elimiz nereye değse bir iz kalıyor. Acı çekmekten korkuyoruz, bir yandan da her gün usul usul çekerken acımızı. Bu nedenle kendi izlerimizi en çok kendimiz takip ediyoruz. Emin olamadığımız günlerde yaşıyoruz. Hakikat, bir çözüm yolu belki bir diğerine ulaşıp çoğalacağımız, belki cesaret, belki huzurla diğerine bakabileceğimiz bir gelecek an. Her şey birbirinin içinde yeniden tanımlanırken nereden başlayacağımızı bilemiyoruz.

Tarihin duraklarında bu ruh birliğini yakalamışızdır illa ki öncüllerimizle, İspanya’da, Portekiz’de ya da İran’da ve resmi tarihinde çok da öğretilmeyen bu topraklarda. Bireyler hükmetmediğinde ya da büyük isyanlarda başa geçmediğinde tarihin sayfalarında kaybolurlar. Bireyin meselesi, arayışı hep siliktir ve bütün içinde kalan hükümle ikame edilir hikayesi.

Hüküm, Türker Armaner’in ikinci romanı, daha önce yine Metis’ten üç öykü kitabı yayımlanmış. Temiz bir edebi metin de karşılıyor okuru, bir polisiye romandaki kadar merak uyandıran, düşündüren, kendine döndüren cümleler.

Hüküm, işgal yıllarında İstanbul sokaklarında kesişen mücadeleleri anlatıyor. Tapınakları kaç kez yıkılan yerlilerle dünya devrimine inanan Bolşeviklerinki kesişiyor ya da bir bedende milli mücadeleyle, İngilizlerle iş birliği birleşiyor ve mücadelelerin dışında kalmak ihanetten kurtulmanın tek yoluyken, diğer yanıyla isimsiz kalmak demek oluyor. Hain, her gün her durumda yeniden tanımlanıyor.

Aslında bir tarihi roman aldığınızı düşünüyorsunuz ilkin elinize fakat, şu cümlelerle bugünde uyanıveriyorsunuz:

“Hepimiz kendimizi bir diğerine göre tarif ediyorduk ve kimsenin tümüyle güvendiği biri yoktu.” (Syf :9)

Armaner, bugün de hakikati aradığımızı hatırlatıveriyor daha en başında ve bundan sonra bir dönem romanı olarak okumak yerine bu dönemde kendi tarihimizi okurken buluveriyoruz kendimizi. Adına tabiat deyince tüm doğru bildiğimiz düsturların hazırola geçtiği bir varsayımı kendi düşünü bellemiş bir teşkilat çıkıyor karşımıza. Yakın geliyor okura bu teşkilat. “İnsan doğasına aykırı olmasın hiçbir şey” değil mi ama. Ama insan doğaya aykırı mı? İstanbul sokaklarında karmaşa içindeki bir zaman diliminde, görevini ve düşmanını kovalarken kendine yakalanmanın romanını okuyoruz. “Eşyanın ve eşhasın doğru yerleri olduğun”dan gittikçe uzaklaşıyoruz.

Bir yandan denk düştüğümüz tarih belirliyor kişiliğimizi, diğer taraftan hayatımız güvenimiz oranında sınırlanıyor. İhtimal hatırlamadığımız yıllardaki şansımız, sevmeyi öğrenmemiz, korunmamız belirliyor kişisel tarihimizi. Hüküm’de Halil’in kişiliğinde kaşımıza çıkıyor bu var oluş sorunu. Günlük hayatımızda ayırmaya meyilliyizdir bir örgütteki varlığımızla, sevgilimizle, dostumuzla birlikteliğimizi. Halil’in kişiliğinde güvenebilmenin farklı koşullarda, topluluklarda çok da fark etmediğini görüyoruz. Halil, var olduğu zaman diliminde örgütlü mücadele etmeyi seçerken, aslında kendi kişisel mücadelesini sürdürüyor. Romanın ilk bölümünden itibaren var bu bireysel ve toplumsal yaşam ikilemi ya da sarmalı ve bizim gruplar içindeki varlığımızı sorgulatıyor.

Armaner romanın bir yerinde, insanları birbirine bağlayan şeyin “sesler” olduğunu yazıyor ve müziğin ahengini yakalamak için siyaset yaptığımızı. Edebiyat da hayatın ahengini ulaştırmaktadır okura ve Hüküm, bu yönüyle de başarılı bir roman. Okuduğun aslında hep senin de hikayendir çünkü. Bazen Hüküm’de olduğu gibi cevap bulamadığın sorularla karşına çıkar, bazen birkaç gündür hatırlayamadığın cesaretin olur, bazen mahallendeki insanların. Hele roman boyunca elini bırakmadan okutabilecek bir dil zenginliği de varsa, işte orada ahenk olmuştur.

Güneşin balçıkla sıvandığı bir dönemden geçiyoruz. Tarihi referanslarımız yaşadıklarımızın yıllarca sürse de aslında koca dünya tarihinde küçücük bir yer edeceğini ve değişeceğini söylese de bugün ancak el yordamıyla kendimizi var etmeyi sürdürebiliyoruz. Çünkü biliyoruz, “şu anda hiçbir şey kendisi değil”. Hüküm, haberlerin, olayların içinde eridiğimizi, bir türlü kendimize ulaşamadığımızı hissettiğimiz bugünlere denk düşüyor.

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X