ISBN13 978-975-342-579-7
13x19,5 cm, 216 s.
Yazar Hakkında
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Yazarın Metis Yayınları'ndaki
diğer kitapları
Yerdeniz, 6 Kitap Takım, 0
Yerdeniz Büyücüsü, 4
Mülksüzler, 1990
Rocannon'un Dünyası, 1995
Dünyaya Orman Denir, 1996
Balıkçıl Gözü, 1997
En Uzak Sahil, 1999
Kadınlar Rüyalar Ejderhalar, 1999
Atuan Mezarları, 1999
Tehanu, 2000
Yerdeniz Öyküleri, 2001
Bağışlanmanın Dört Yolu, 2001
Öteki Rüzgâr, 2004
Uçuştan Uçuşa, 2004
Dünyanın Doğum Günü, 2005
Marifetler, 2006
Sesler, 2008
Güçler, 2009
Lavinia, 2009
Rüyanın Öte Yakası, 2011
Aya Tırmanmak, 2012
Yerdeniz (6 Kitap Tek Cilt), 2012
Malafrena, 2013
Zihinde Bir Dalga, 2017
Lao Tzu: Tao Te Ching, 2018
Şimdilik Her Şey Yolunda, 2019
Yazma Üzerine Sohbetler, 2020
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Aslı Tohumcu, “Le Guin'den sekiz inci”, Radikal Kitap Eki, 6 Nisan 2007

Bilimkurgunun robot ve makine hikâyelerinden, ışık hızıyla yapılan yolculuklardan, düğme gözlü, küçük yeşil yaratıklarından ya da galaksi savaşlarından ibaret olmadığını Türkiye Ursula K. Le Guin'in Mülksüzler romanıyla gördü desek, umarım abartmış olmayız. Mülksüzler, yaşam biçimi birbirine zıt ikiz dünyalar Anarres ve Urras (anarşist bir dünya ile devletçi bir dünya) arasındaki yolculuğu konu edinen sosyo-politik bir bilimkurguydu. Edebiyat tarihi Mülksüzler'i George Orwell'ın Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'ü, Aldous Huxley'in Cesur Yeni Dünya'sı ve Ray Bradbury'nin Fahrenheit 451'i ile aynı rafa koydu; ne de olsa K. Le Guin bir gelecek antropoloğuydu. Mülksüzler'i, Yerdeniz Büyücüsü, Atuan Mezarları, En Uzak Sahil, Tehanu, Öteki Rüzgâr ve Yerdeniz Öyküleri'yle Yerdeniz dizisi izledi. Ve elbette Le Guin koleksiyonunun diğer kitapları...

Ursula K. Le Guin, büyüme öyküleri anlatmayı seviyordu; dengeyi, bütünlüğü, cinselliği, ölümü, değişik insan manzaralarını, sömürgeciliği, ırkçılığı, ataerkil yapıyı anlatmayı da. Bugünü ve insanı ilgilendiren her şeyin öyküsü Le Guin'in kaleminden, hüzün ve ironiyle, yarı gerçekçi yarı fantastik hayal gücü ve eleştiriyle dünyamıza derinlikli ve dönüştürücü bir şekilde sızdı.

Yetmiş sekiz yaşındaki yazarın sekiz öyküden oluşan İçdeniz Balıkçısı adlı kitabı da türe katkısı bir yana, bütün yapıtları arasında azımsanamayacak bir öneme sahip. İçdeniz Balıkçısı, kitaptaki sekiz öyküye bedel ve en az onlar kadar önemli bir makaleyle açılıyor: 'Bilimkurgu Okumamak Üzerine'. Bilimkurgunun temelde ne kadar gerçekçi bir edebiyat olduğunu bakın nasıl anlatıyor yazar; "Karanlığın Sol Eli'nin gerçekçi bir romandan tek farkı, okurdan o an için anlatı gerçekliğinde belirli ve sınırlı bazı değişiklikleri kabul etmesinin istenmesidir. Yani iki buzul çağı arasındaki ılıman bir iklimde, iki cinsiyetli insanlar arasında Dünya'da (diyelim ki Gurur ve Önyargı'da veya istediğiniz başka bir gerçekçi romanda) değil de, bir buzul çağında, erdişiler arasında Gethen'de bulunmuş oluyoruz. ... Gethen dünyası daha az bildik bir yerdir, ama aslında Jane Austen'ın araştırdığı ve son derece canlı bir şekilde somutlaştırdığı iki yüz yıl öncesinin İngiliz sosyal yaşamına nazaran son derece basittir. Her ikisi de kelimeler dışında, yani bunlar hakkında okumak dışında şahsen deneyim edinebileceğimiz yerler olmadığından, her iki dünyayı da anlamak için biraz çabaya ihtiyaç var." Özellikle, bilimkurguyu kaçış edebiyatı olarak niteleme yanılgısına düşenlerin okuması gereken bu yazı, kitaptaki öykülere de değiniyor.

Sırrı sıralanışında saklı öyküler

İçdeniz Balıkçısı'ndaki basitten karmaşığa giden bir sıralanışla sunulan öykülerin ilki 'Gorgonidlerle İlk Temas' sıradan görünen, ironik bir dünyalı-uzaylı karşılaşması. Debree çiftinin Avustralya seyahatinde geçen öykü, agresif ve kaba bir adam olan Jerry Debree'nin Amerika'ya harika bir maceranın video kaydıyla dönme saplantısının çiftin başına açtıkları anlatılır. Öykünün sonunda kahramanlaşan, elbette kahraman olmaya niyetlenen kişi değildir ve akibeti okuyanın yüreğine dokunmaz.

'Newton'un Uykusu' salgın hastalıklar ve ekolojik felaketlerle perişan olmuş dünyadan kaçan bir topluluğun hikâyesidir. İstasyonda yaşayanlardan, istasyonun mimarisine kadar her açıdan mükemmel bir şekilde planlanan Ödu'da yaşam ne yazık ki bir süre sonra mükemmel olmaktan çıkar. İnsanlar olmadık yerlerde olmadık şeyler görmeye başlarlar. Koridorlardan çılgınca geçen bizon sürüleri mi istersiniz, kapının yanında büyüyen bir sarmaşık mı... Bir uyarı vardır bu öyküde umursayana. "Kendimizi ne sanıyorduk?" diye soran öykü kahramanı Susan, "aslında biz kendimizi yanımızda getirdik" diyerek basitçe özetler insanoğlunun ahvalini.

'Kuzey Yüzüne Tırmanış' bir garip keşif öyküsüdür, 'Her Şeyi Değiştiren Taş'ı bir mesel olarak tanımlar yazar ve pek hoşnut değildir bundan. Ancak bu öyküde yarattığı obllar ve nürobllar aracılığıyla; beyaz yakalılarla onların refahı için çalışan emekçiler, ezenle ezilen, sahip olanla mal olan, bilenle hayatta kalmasına yetecek kadarıyla yetinmek zorunda olanı yatırır masaya. Gerçekten de yazarın belirttiği kadar kederli bir öyküdür. Kimsenin duymadığı şarkılı bir devrimin öyküsüdür.

Sepicilerden, tenekeci ve heykeltraşlara, çalgıcılara değişik kastlardan oluşan küçük bir toplulukta geçen 'Kerasyon', kumların şakıdığını duyduğu için heykeltraş olmaya karar veren Çumo adındaki oğlan çocuğun hüzünlü öyküsüdür. Yapılan, üretilen her şeyin Ana Amakumo'ya geri döndüğü/dönmesi gerektiği yaşam düzenine karşı çıkan Çumo boyunun ölçüsünü alır. Çumo'nun sonu, okuyanı teslimiyetle isyan üzerine düşündürür.

Son üç hikâye, 'Şobilerin Masalı', 'Ganam'a Dans' ve 'Bir Başka Masal ya da İçdeniz Balıkçısı' olay örgüsü açısından olmasa da, Le Guin'in yarattığı 'çörtme teorisi' açısından kardeş öykülerdir ve teorinin ne olduğunu anlamak ya da en azından atmosferi kavramak açısından sırayla okunmasında fayda vardır. Şobilerin Masalı, Ve Limanı'ndan bir NIH uçuşuna çıkarak çörtme teorisini test edecek mürettebatın masalını anlatır. Toplumun farklı kesimlerinden gelen mürettebat, M-60-340-nolo'ya çörter. Ancak bu ilki, her biri farklı şekilde yaşayacak ve farklı şekilde dillendirecektir. Ganam'a Dans teknik açıdan daha başarılı bir çörtme hikâyesini öyküler. Ancak uyumlu başlayan bu yolculuk da farklı tanıklıklar içerecek, misafiri olduğu toplumun kültürünü yanlış algılaması, baş kahraman Dalzul'un hayatına malolacaktır. Kendi kültüründe tanrılaşmış bir adamın bu yabancı dünyada kibrine kurban gitmesi söz konusudur. 'Bir Başka Masal', Hideo adındaki bir adamın aynı zaman zarfında, birbirinden tamamen farklı ancak her biri de doğru olan iki öyküsünü anlatır.

Bu öykülerden birinde şöyle dedirtir Le Guin anlatıcıya; "İnsanoğlunun yaptığı gibi, bilmedikleri şeyler hakkında konuştular". Bu hatayı düşmek istemem, ancak Le Guin'in 'Bilimkurgu Okumamak Üzerine' başlıklı yazısında dediği gibi uyduruk bir teknoloji değildir bu öykülerde anlatılan. Çünkü 'çörtme' diye tabir edilen bu yolculuk biçimi, gelecek teknolojilerine odaklı görünen bu son üç öyküyü sırtlayan, taşıyan bir araçtır aynı zamanda. Öykülerin geçtiği Ekumen'de sınırsız duygusal karmaşıklığa yol açan evlilik ve cinsel ayarlamalar, toplumun ayakta kalmasına hizmet eden, biz Dünyalıların alışık olmadığı yaşam düzenlemeleri de yoğundur. Her Le Guin hikâyesi gibi ilişkiler üzerinedir sonuçta; insanın ailesiyle, yaşadığı toplumla, istek ve hedefleriyle, doğayla, kendi doğasıyla, teknolojiyle, zamanla ilişkisi üzerinedir.

Dünyanın içinde bulunduğu durum sanatın her dalına gelecek tasvirleri için sonsuz olasılık sunsa da, bu olasılığa fazla yüz verildiği söylenemez. Ursula K. Le Guin'in bu öyküleriyle yaptığı tam da budur oysa. Kutsal kitaplarda, tapındığı tanrının, kullarını nasıl felaketlere boğduğunu inanarak ve korkarak okuyan insanın bilimkurguya yüz vermemesi inanılmaz. Savaşlarda, hatta basit kavgalarda can alıp, sonra Mars'ta yaşam aramak için yola koyulmayı şaşırtıcı bulmayan insanoğlunun bilimkurguyu şaşırtıcı ya da gerçekdışı bulmasını da anlayamıyorum. Gerçekçi öyküler okumak isteyenlereyse İçdeniz Balıkçısı'nı tavsiye ederim.

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X